ERZURUM

ERZURUM

Mehmet Ali Talayhan

Anadolu’nun doğu kapısı Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun bugün yıl dönümüdür (12 Mart 1918).

1040 yılından itibaren Türk hakimiyetinde Müslüman olmayanlar hayatlarını 20. Yüzyılın sonlarına kadar güven içinde burada sürdürdüler. Dışardan ve içerden yapılan tahriklere kapılan başta Ermeniler olmak üzere Türk’e ihanet ederek arkadan hançerlediler. Rus ordusu içinde yer alarak savaşa katılan Ermeni komitecileri 16 Şubat 1916 tarihinden itibaren Erzurum ve çevresindeki yerleşim yerlerinde akla hayale gelmeyen katliamlar yaptılar. Nüfus olarak az olmalarına rağmen Türk nüfusu ya yok etmek ya da göçe zorlamak suretiyle bölgeyi Türksüz hale getirmek için katliamlarla soykırım uygulamışlardır. Son yıllarda yapılan kazılarda bulunan toplu mezarlar bunun en büyük delilleri arasında gösterilmektedir. Aradan yüz yıldan fazla zaman geçmesine rağmen Ermeni çetelerinin yaptığı katliamların acı hatıraları bölgede yaşayanların dillerinde hala dolaşmaktadır.
Türk tarihinin önemli yerleşim yerlerinden olan Erzurum önce Rus ve ardından Ermeni işgali ile başlayan katliamlardan sonra bölge halkını zorla göç ettirmişlerdir. İnsafsız haksız ve zalimane uygulamalara Erzurum halkı baş kaldırmış ve Kolordu Komutanı Kazım Karabekir komutasındaki Türk ordusu 12 Mart 1918 de şehri Ermeni çetelerinden temizleyerek tekrar Türk hakimiyetine girmesini sağlamıştır. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ölümsüz eseri Beş Şehir ’de Erzurum anlatılırken “Hiçbir yerde Birinci Cihan Harbi’nde yaşadığı tecrübenin acılığı Erzurum’da yaşandığı kadar yaşanmamıştır” der. Ermeni çetelerinin dört yıl boyunca yaptığı katliamlar dağlarda kurtlara insan eti ziyafeti çektirmiştir. Katliamlarla ve zoraki göçlerle nüfusu altmış binden sekiz bine kadar düşmüş olmasına rağmen sağ kalan Erzurumlular istiklâl için ayağa kalmasını bilmişlerdir.
Anadolu coğrafyasının en yüksek yerleşim yeri olan Erzurum (R.1890) tarihimizde bir dönemin merkezi olmuştur. Ermeni çetelerine karşı verilen mücadele adeta ölmüş olanların zaferi olarak nitelemek yerinde olur. Anadolu’nun fatihleri nasıl ki doğudan başlayarak işe başlamışlarsa Atatürk önderliğindeki Türk ordusu da doğudan başlayarak Anadolu’yu yeniden fethetmiştir.
Erzurum, yiğit insanların diyarıdır. Türk kadının örnek insanları da buradan çıkmıştır. Nene Hatun ve kurtuluş savaşımızın gazi kadınlarından kahraman Kara Fatma da bu verimli toprakların Türk milletine armağanıdır. Kara Fatma, işgallerin başlaması ile birlikte kendisine bağlı çete ile işgalcilere karşı özgür Erzurum’dan çıkarak işgal edilen bölgelerde mücadele etmiş ve daha sonra düzenli orduya katılarak kendine bağlı 300 kişilik bir müfrezeye komutanlık yapmış İzmit ve çevresini işgalcilerden kurtarmıştır. Kara Fatma İstiklal madalyası sahibi kahraman
kadınlarımızdandır.
Kars, Ardahan, Van Erzurum ve diğer Anadolu vilayetlerinin düşman işgalinden kurtarılmasının yıl dönümleri büyük bir heyecan ile kutlanırdı. Başta okullar olmak üzere devlet kurumları esnaf ve halk iş birliği yaparak kutlamalar yapılırdı. Günlerce yapılan bu hazırlıklar millî hislerin tekraren canlanmasına vesile olurken gençlere de bu millî ruh bu vesile ile verilmeye çalışılırdı. Şehirlerimizin düşman işgalinden kurtuluş yıl dönümleri çeşitli etkinliklerle kutlanır bu kutlamalarda mazi insanlarımızın hafızlarında yeniden canlandırılır ve milletçe yeniden aynı müşterek duygular etrafında birleşmemiz sağlanırdı. Şimdilerde aynı coşkuya çok az rastlasak da gelecek için ümit beslemek inancımız gereği olduğunu belirtmeliyiz.
12 Mart tarihi iki hadiseyi bir arada kutlamamıza vesile olmuştur. İstiklâl Marşımızın kabul edilişi ile Erzurum’un kurtuluşu aynı tarihlere denk gelmiştir. 12 Mart 1918 ve 12 Mart 1921 tarihleri milletçe büyük bir heyecanla kutladığımız günlerdir. Erzurum’un kurtuluşunun yıl dönümü kahraman Erzurumluların şahsında bütün Türk milletinin gurur ve sevinç gönüdür. Yüz dört yıl önceki zafer gelecek nesillerimize ışık olacağına şüphe yoktur. Şehirlerimizin kurtuluş mücadeleleri ve zaferleri milletçe gurur vesilemizdir. Erzurum bu şehirler arasında uzun yıllar Rus ve ardından Ermeni zulmünün en yoğun yaşandığı bölgemizdir. Her ne sebeple olursa olsun bu zulmü asla unutturmamalıyız. Kendi nesillerimize ve ardından her çeşit imkânlarımızla bütün cihana anlatmalıyız. Hikâyelerimiz, romanlarımız, şiirlerimiz sair sanat eserlerimiz bu konuları işlemelidir.
Erzurum maneviyat aleminin ulularından Alvarlı Efe olarak bilinen Muhammed Lütfü Efendi başta olmak üzere genç kızı, gelini, yaşlısı genci ile Kazım Karabekir ve isimsiz kahramanları sayesinde özgür olmuştur. Alvarlı Efe bir şiirinde Erzurum’u Allah’a emanet ederek sözleri nağmeleşerek günümüze kadar gelmiştir.

Erzurum kilidi Mülk-i İslâm’ın
Mevlâ’ya emânet olsun Erzurum
Erzurum derbendi ehl-i imânın
Mevlâ’ya emânet olsun Erzurum
Civanlar pirlere hürmet ederler
Duâsın almaya gayret ederler
Ramazana güzel hürmet ederler
Mevlâ’ya emânet olsun Erzurum
Kalplerine dolsun Feyz-i Rabbâni
Ahâlisi bulsun Rahm-ı Rahmâni
Lûtfi Erzurum’dan gördün ihsânı
Mevlâ’ya emânet olsun Erzurum

Aziz Erzurum ve Erzurumlular kurtuluş gününüz kutlu olsun.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ