YAĞMUR DUASI DERKEN

YAĞMUR DUASI DERKEN

zekerriya

HÜR DÜŞÜNCE                                                                    ZEKERİYYA İLLEEZ

                                                  YAĞMUR DUASI DERKEN

          İnsan,Allah’ın vermiş olduğu akıl ve düşüncesiyle,çevresini tanımaya çalışırken;kendisinden güçlü görünen hayvanlar,dağlar,ağaçların durumuna bakmış,gökyüzüne bakmış,bütün gördükleriyle ve yaşadıklarıyla merak duygusu artmıştır. İnceleme,araştırma,gözlemleme,sebep ve sonuçlarına bakmış;deney,gözlem,tesadüfler içinde ilim ortaya çıkmıştır.

          İnsan kainatı inceledikçe; kainatı düzenleyen,yöneten,ezelden ebede kadar sahipliğinde olan bir gücü kabul etmiştir.

          İnsanlarda hiç inanmayanlarla (münkirler-Ateistler) birlikte,ilahi ve ilahi olmayan(beşeri) kaynaklı inanç biçimleri-dinler ortaya çıkmıştır. Musevilik,Hıristiyanlık,Müslümanlık.İlahi kaynaklı olmayan Budizm,Konfuçiyizm gibi dinler ortaya çıkmıştır.

          Tek tanrıya inananlar olarak biz Türkler;Gök Tengri,Tengri,Tanrı diye her şeyi yaratan sahibi olduğuna inandığımız gücü ifade eder.

          Tek tanrı olarak;Allah,Rab diye de söylenmektedir.

          Bizler İslamiyeti kabul etmemiz ile birlikte,Tanrı ile birlikte kültürel etkileşimle Allah,Rab olarak da kullanırız.

          Önceden beri biz Türkler tek tanrıya inanan ve dua eden bir milletiz. Savaşta,barışta her zaman mütedeyyin olanlar için önemli,Allah’a ulaşma yoludur.

          Her şeyin Tanrı’dan geldiğine inanan biz Türkler,İslamiyetin kabulü ile dua müessesi zenginleşmiştir. Allah’ın kendilerine koruma ve yayma görevi verdiği inancıyla,zaten var olan Alp’lik duygusuyla silah ve ilimle cihada girmişlerdir..Tabi bu cihad anlayışı İngiliz+Yahudi (Haç+Siyon) ittifakının,yüksek konseyinin görevlendirdiği misyonerler ve maddi güçle ele geçirdikleri İslamda ki saygın insanları kullanarak oluşturduklarıtarikat ve cemaatlerin cihad anlayışı değildir.Bunlar İslam’ın içinde ki yıkım bombalarıdır.

          Eşariliği-Nakilciliği değil akıl,din ve bilim temelinde(Maturidi ekolünde) biz Türkler yaşadığımız için emperyalizmin ahtapotları bizlere boyun eğdirememişlerdir. Bunun için Türk-Türklüğü yok etme amaçlarına çalışmışlardır.

          En zor zamanlarda ve her zaman takva olarak,Allah’a daha yakın İslam Kandilleri alimler,evliyalar,enbiyalar her zaman Müslümanların karanlıktan aydınlığa çıkmalarını sağlamıştır. Bu İslam’ın Kandilleri daha ziyade ibadet ve dualarıyla Allah’ yakarışta ve sunumda bulunmuşlardır. Bu kandiller ihlas,iyi niyet,samimiyetle dualarıyla Sırat-ı Müstakimde olanların ışığı olmuşlardır.

          Tabi bu İslam’ın Kandilleri dini kullanan değil Kuran rehberliğinde,Hz.Muhammed Efendimizin sünneti çerçevesinde;örnek ve muteber nitelikte yaşayan kimselerdir.

          Resullar,Nebiler,Alimler,Evliyalar,Enbiyalar,Salihler,Zahidler,Abdallar hep insanımız aydınlatmışlardır.

          Kainatta ki,gökyüzünde ki ve yerde ki her şey Allah’ın kudreti ve emrindedir. O her şeye kadir ve hakimdir. O her şeyi bilir.O hikmet sahibidir.

          Allah insanlara bir çok nimetler vermiştir. Bu nimetlerin kıymetini bilerek yaşanması gerekir.

          Allah’ın emir ve yasaklarına uyan,iman eden kişinin Allah katında bir seviyesil vardır. Bu durumu dünyada kimse bilmez,takdir edemez. O sadece Allah’ın iradesindedir.

          Yağmur yağmayıp,kıtlık baş gösterince,Hz. Süleyman yağmur duasına çıkar. Giderken çik yatmış,ayakları yukarıda karınca dua etmektdir.” Allah’ım bizi yaratan sensin.Bize merhamet et.Ya su ver yada canımı al” demektedir. Bunu duyan Hz.Süleyman duygulanır,ağlar. O sırada Cebrail (as) tarafından Karınca’nın duasının

kabul olduğunu müjdeler. Hz.Süleyman,işte başkasının duası ile nimetinize kavuşuyorsunuz,der.

          1840’lı yıllarda Kayseri ve havalisinde yağmur yağmamış,kıtlık söz konusudur. Kayseri’nin ileri gelenleri,ismi bilinen hocalar öncülüğünde yağmur duasına halk katılır. Dua merasimleri saatleri bulur.Ancak yapılan dualar sonucu yağmur yağmaz.Bunun üzerine;alim,evliya,ermiş niteliğinde görülen Müderris Avanos’lu Hacı Zekeriyya Efendiye gidelim,yağmur duası yapmasını isteyelim derler.. Görünümü sert mizaçlı ama aslında alim,yumuşak bir kişidir derler. Müderris Avanos’lu Hacı Zekeriyya Efendi ye söylerler Hacı Zekeriyya Efefndi haydi yürüyünüz der. Erciyes’in eteğine ulaşınca elini havaya kaldırır,herkesin duyacağı şekilde (yüksek sesle) “Rabbiessir Velatı asr.Rabbi’temmim bi’l hayır.” Der. Ve döner gider. Peşinden dua için gelen halkın içinden bazı kimseler başlar dedikoduya “bilmem şu hoca efendiyle,bu hoca efendiyle saatlerce dua ettik,yağmur yağmadı diye söylenirler. Bu çok kısa bir dua oldu derler.

          Ancak Erciyes dağı üzerinde kara bir bulut peydah olur.Bütün bölgeyi kaplar. Kimisi evlerine zor yetişir.Kimisi yetişemez. Yağmur duası kabul olmuş halk sevinmiştir.

          Ben küçükken aile toplantılarında anlatıldığında; dolu da yağmış mı diye sormuştum. Bana ne yapacaksın sen denince,bende “dedemin arkasından dedikodu yapanların üzerine yağsın” demiştim.

          Öncelikle Allah’ın yaratmış olduğu Eşref-i Mahlukat olarak,insan olmayı unutmayalım.

          İyilik,güzellik ve doğruluktan ayrılmayalım. Sırat-ı Müstakimden sapmayalım. Hz. Muhammed Efendimizin sünettiyle güzel ahlakı yaşayalım!

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ