DOĞUM MUTLULUK

Asmonur REJABBOYEVA
Özbekistan

Bugün erken doğdu. Elmas ve mücevher gözleri ile yetenekliydi. Yüzleri nurla süslenmişti. Dili bereket ve mağfiret ile mühürlendi. Başarı ve zaferin insanlığa fayda sağlayacağını kastetmişler, elleri at üzerinde, ayakları eylem ve sonuç olarak adlandırılmıştır. Hayallerini neşeyle süslediler, kalplerine neşe, kalplerine sıcaklık verdiler. Müjdeyi kulaklarına dost yaptılar. Düşünceleri güzeldi, davranışları güzeldi ve kollarını sevgiyle doldurdular. Güzel yüzünü samimiyet ve alçakgönüllülükle boyadılar. Gideceği her yer şükran, mükemmel dualar ve kabul edilen dualarla kutsanmıştı. İnsanların, göklerin ve yerin kocası olarak mutluluğu seçtiler. Ve onu evrende bir yolculukta takip ettiler…

BEN BEN”.

“Ben” ile ilk kez 14 yaşında tanıştım. Benimle namazla namaz arasındaki sabırsızlık safhasında tanıştı. Bahtiyar, anları nasıl bulacağını ve yakalayacağını öğretti. Bana sabretmeyi öğretti. Hadislerden dürüstlük ve güzel ahlâkla ilgili hikayeler anlattı. Yeryüzünden alçakgönüllülükle, göklerden hoşgörüyle söz etti. Bilgi edinmede rüzgar kadar hızlı, meyvesi tatlı ve bilgiyi harekete geçirmede faydalı bir ağaç, benim gençleşmemi istiyor. Hayat, sahnedeki zaferin, işimin performansının yanında olacağına karar verdi. Vermekte yıldızlardan daha cömert olmam için beni görevlendirdi. Beni dürüstlük cübbesi ile ödüllendirerek, bebeğime Vicdan UYANIK adını verdi.

DİKKAT

Geniş alnında toleim’in sınırı yansıyordu. Gözlerinde aşkın güzel haberi. Yüzü mutlu bir kız gibi genç ve canlı. Gülümseme yeryüzünde bir çiçektir. Dişlerinin benim için bıraktığı beyaz izler. Çeneye uyan bir çift kutsallığın SABIR ve MÜKEMMEL olduğunu fark ettiğimde. Annemin gözleriydi.

SESSİZLİK

İlk başta, o da gürültülerle yaşadı. Uyum bakımından eşi benzeri olmayan bu kabile halk arasında dağılmıştır. Hepsi farklı koşullarda acı çekti. Çünkü insanlar onları yakışıksız, sahte, ikiyüzlü faaliyetlerinde kullanmaya başladılar. Bağışın bezelye, yardımın dağ gibi olduğunu söylediler. Her zaman iyi işler için seferber edilen gürültülerin çoğu, böyle bir adaletsizliğe dayanamadıkları için öldüler. O gün, diğerleri ikiye ayrıldı. Yarısı görünür “iyiliği” yayar, yarısı da sükûnete dönerek yüksek faziletleri kalplerinde tutar.

EDİTÖRE MEKTUP
Pazartesi günleri genellikle işe normalden daha erken gelirim. Haftanın ikinci yarısında mektupları okuyup cevaplamak için en az 2-3 saat ayırmalısınız. Sıcak kahvemi yudumlarken ve masamdaki yüzlerce mektuba bakarken, zarfın üzerinde “mutlu bir kızdan” yazan bir mektup dikkatimi çekti. açtım ve okumaya başladım. Selamun aleykum, sevgili editörler. Bunu size çok uzun zaman önce yazmak istemiştim ama hikayeyi mektupta anlatacak olan arkadaşımla birlikte özenle yüksek lisansa girmeye hazırlanıyoruz. Ayrıca ben de senin gibi yazı işleri ofisinde çalışıyorum. Birçok insanla iletişim kurarken, aşka çok susadığımızı fark ettim. Bir kısmını bile paylaşmaktan çekiniyoruz. Sadece insanları mümkün olduğunca sevmeyi düşünmedik. Hayatımda başıma gelen küçük bir olayı yazıp gönderdim. İsterseniz gazetenizin sayfalarına koyun. İnsanlar büyük ışıkların küçük kıvılcımlardan başladığını hissetsinler.

ZÜLFİYABEGİM
ya da ruhların buluştuğu gün

Mahalledeki herkes Zülfiya’ya kahverengi gözlü ve omuzlarına dökülen kahverengi saçlı “yabancı” der. Çünkü o iyi derecede İngilizce biliyor. Kahkahalarıyla yaşayan, en küçük sevince bile sevinen, tek bir üzümün tadına varan üç yaşında bir kız çocuğu. Görüşmemiz, üniversitedeki çalışmalarının son aşamasına denk geldi. Kahratan’ın konuşma yaptığı günlerden birinde, sıcacık bakışlı, güvenle süslenmiş, kırmızı şallarıyla güzelliğine güzellik katan güzel bir kız odama girdi. – Burası yazı işleri ofisi mi, diye merakla sordu. Selamlaştıktan sonra uzun bir arayıştan sonra beni bulduğunu öğrendim. Çevrilmiş öykülerini gazetemizde yayınlamak istediğini söyledi. seve seve kabul ettim. Hatta hikayelerden bile birbirimizin ruhunun kapısının anahtarını o anda bulduk. Kısa sürede iyi arkadaş olduk. Hayır, sadece arkadaşlar değil. Birbirimiz için kardeş, nasihat, mümin, sırdaş, mazlum, başarılı insan, alim olduk. Bir erkek ve bir kızın birbirine çok yakın olamayacağını düşündüm ama yanılmışım. Tanıştığımız iki yıl ikimizin de hayatında büyük değişiklikler getirdi. Önce ilmin meyvesini alan sevgilim oruç tutar.

Asmonur REJABBOYEVA
Özbekistan