FUAT PAŞA VE CLAUDE FARRERE

FUAT PAŞA VE CLAUDE FARRERE

MEHMET ALİ TALAYHAN

Her ikisininde birbirlerini bildiklerini sanmıyorum. Biri öldüğünde diğeri ancak on yaşındaydı. Ancak, kendilerinden sonra tarih onları bir cadde ile bu caddenin köşesinde buluşturdu. Tarihi yarımadanın neredeyse bütün caddeleri mühim hatırları taşıyan eserlerle doludur.

Millet hayatımızın mirası taşlarda, viranelerdeki ayakta kalan yapılarda saklı olduğunu söyleyenlerin haklı olduklarını bu eserleri yakından görüp inceleyenler daha iyi anlayacaklardır. İstanbul’ un tarihi yarımadası Osmanlı, Roma ve Bizans eserleri ile doludur. Yıkılıp ortadan kaybolanlar, virane halde durup sadece erbabının eskiden ne olduğunu anladığı yıkıntılar fazlaca olduğu açıktır. Biraz tecessüs yaparak gezenlerin sayısı artarsa geleceğe umutla bakmak da mümkün olur.

Tarihi yarımadanın tamamında Osmanlı öncesi eserlere nispet eden Türk eserlerinin varlığını her yerde görmek mümkündür. Ziyaretçilerin kahır ekseriyetinin görkemli eserleri ziyaret etmeleri yadırganacak bir durum değildir. Dünyanın her yerinde görkemli eserlerin ilgi gördüğünü söylemek yanlış olmaz. Bu durum daha küçük eserlerin ilgisiz kalmasına vesile olmuştur. Ayasofya, Fatih, Süleymaniye, Sultan Ahmet ya da diğer meşhur camilerden birini tercih edenler ihtişamlı dönemlere özlem duyduklarından mıdır? Oysa bazen üstüne basıp geçtiğimiz bir taşın büyük hadiselere şahitlik ettiğinden haberimiz bile olmaz. Ayasofya’nın önünde her zaman karınca kolonisi gibi uzayıp giden insan kuyruğu adeta bitmek bilmiyor. Yerebatan Sarnıcı içinde aynı şeyler söylemek mümkün. Tarihi yarımada bu özelliği taşır. Hergün binlerce yabancının ziyaret ettiği yarımadada hayat sürenlerin bile farkına varamadıkları mekânların varlığı eski kitaplarda yerini aldıklarını söylesek abartmış olmayız. Sultanahmet camisinin bulunduğu alanın Bizans döneminin meşhur hipodromu olduğunu herkes bilir. Eskilerin At Meydanı dediği yerdir. Hipodrom ve Bizans Saray kalıntılarına rastlamak hala mümkündür. Fetihten sonra Türk nüfusunun yoğunlaşması Hristiyan nüfusun da azalması üzerine artarak devam eden türbe mescit ve cami yapımı Osmanlının son zamanlarına kadar devam etmiştir. Bunlardan biri de Clodfarer Caddesinin Binbirdirek mahallesinde Peykhane caddesi ile kesiştiği yerdeki Fuat Paşa camisidir. Claude Farrere Türk dostuydu. Fuat Paşa da Fransız hayranıydı. Ayrı zamanlarda yaşadılar ama isimleri aynı cadde üzerinde birleşti. Caddenin her iki tarafında küçük hediyelik eşya satan dükkanlar var. Bazı otellerin varlığı da göze çarpmaktadır. Kim bilir zamanlarında nelere şahit olmuş ve hala insanlara hizmet vermektedirler. Otel olarak kullanılan eski binaların aslına uygun muhafaza edildiklerini söylemek mümkün mü? Bilemedim. Çok uzun olmayan caddenin tek taraflı olarak trafiğe açık olduğunu belirtelim. Dünyanın her yerindeki tarihi mekânların çevresi acaba bu kadar ilgisiz kullanılıyor mu? Ecdada saygıyı sözlerle ifade etmekten ne zaman kurtulacağız?

Cami ile birlikte burada daha önce Fatih devri ulularından Suca’ya ait bir cami ve türbenin varlığından bahsedilmektedir. İstanbul’un meşhur yangılarında yok olduğu söylenir. Sarayda Şâtırbaşı görevlisi olan Suca’nın türbesi hala burada bulunmaktadır. Hocapaşa yangını sonrasında tamamen yanan Suca mescidi yerine devrin sadrazamı Keçecizade Fuat Paşa Divanyolu caddesini genişletirken bu mescidin yerine kendi adına bir cami yaptırmıştır. Bizimde yolumuz bir Cuma vakti bu camiye düştü.

Cami sekizgen planlı bir yapıdan ibarettir. Klasik mimari geleneğimizin dışında yapılmıştır. Taş örgüler cepheyi tamamen kaplayan bezemeleriyle kendisini gösterir. Kubbeyi taşıyan sütunların duvarların içine gizlenerek kubbeyi taşımaları küçük caminin içini ferahlatmıştır. Son cemaat yerinin de ‘U’ biçimli olması hemen fark edilmektedir. Kubbenin içerden ve dışardan görünümü ilginç bir şekilde eski Türk akıncılarının başlarına giydikleri keçe külaha hangi amaçla benzetilmiş olduğu hakkında kimsenin bir fikri yoktur. Fuat Paşa bir Fransız hayranıdır. İngilizlerin baskısı ile sadaretten alınarak hariciye nazırlığına getirildiği de bilinen bir konudur. İki defa sadrazam olmuş on yıla yakın hariciye nazırlığı görevini üstlenmiştir. Kırım Harbi sonrasında Paris Konferansında Türk delegasyonunun başında olmuştur. Fransız İmparatoru III. Napolyon Fuat Paşa için “Hiçbir mevzu yoktur ki onu Fuat Paşa kadar veciz ve zarif anlatabilen dünyada başka bir diplomat yoktur” der. Diplomasi başarısı kadar mimari başarısı var mıdır tartışılabilir. Osmanlının son üç Sadrazamı arasında yerini alırken İbn-ül Emin Mahmut Kemal Bey’ de onun için Son Sadrazamlar adlı eserinde çok ilginç ve latif sözler eder.

Fuat Paşa, meşhur Keçecizade İzzet’ in oğlu olmakla da bilinir. Babası gibi nüktedan olan Fuat Paşa daha çok devlet adamlığı vasfı ile bilinir. Camiyi Levanten mimarlara yaptırmıştır. İçinin ferah minaresinin kubbe ile uyumlu yapılmış olması binayı sempatik bir hale getirmiştir. Mermer vaaz kürsüsü ve minberi ile çok rahat karmaşık olmayan bir güzelliğe sahip olmuştur. Cami hocasının vaaz kürsüsü yerine ahşaptan yapılmış ve mimari bütünlüğe karşı sırıtması hemen dikkati çeker. Küçücük caminin içinde metalik aletlerle vaaz edilmesi son derece rahatsız edicidir. En ufak bir sesin dahi mikrofon olmadan duyulabilir olması karşısında elektronik aletlerle bağırarak vaaz verilmesi dini bir vecibe midir?

Fuat Paşa, hiss-i kabl-el vuku ölmeden evvel türbesinin planını ve yazılacak yazıyı ısmarlayarak Fransa’ya gitmiştir. Ve orada ölmüştür. Dostu Abdurrahman Sami Paşa onun için bir şiir yazmıştır. Şiirin bir dörtlüğü hemen herkes tarafından bilinen

“Ey zahiri sebep nefes

Hubbu sevdadan nefes kes

Dünyada kalmaz hiç kes

Allahu bes bâki heves” dörtlüğüdür.

Paşa’nın gönlüne düşen ölüm meleği onun Nice/Fransa’ da bulur. Cenazesi İstanbul’a getirilerek yaptırdığı caminin yanına defnedilir. Fransız hayranı Fuat Paşa’nın yattığı yere Türk dostu Fransız yazar Claude Farrere (Cold Farer) ismi bilerek mi verildi acaba? 25.08.2023 Sultanahmet/İstanbul

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ