ÇAVUŞİN İÇİNDEN AK TEPE (AĞ TEPE)’YE DOĞRU

ÇAVUŞİN İÇİNDEN AK TEPE (AĞ TEPE)’YE DOĞRU

Mehmet Ali Talayhan

Sabah erken saatlerde (güneş doğmak üzere olduğu sıralarda) Göreme’den Avanos’a doğru giderken yolunuzun üzerinde bulunan Çavuşin köyü dikkatiniz çeker. O saatlerde dışarıda gezenler sadece insanların sadık dostlarından başkası yoktur. Osmanlı salnamelerinde köyün adı “Çavuşini” olarak geçmektedir. İdari bakımdan Avanos ilçesine bağlıdır. Eski yerleşim yeri olarak içinde barındırdığı kaya kiliseleri ile Kapadokya’daki yerleşim yerleri arasında ünlenmiştir. Çeşitli kaynaklarda farklı anlatımlarla kiliselerle ilgili bilgiler bulabilir. Bin yıldan fazla bir zamandan beri günümüze kadar hayatlarını sürdürmektedirler. İnsanların, tabiatın, zamanın tahribatına rağmen duvar resimleri “İncil” de anlatıldığı ifade edilen resmedilmiş olan sahnelerle dolu kiliselerin yanında “Peri Bacaları” adı verilen kaya kütlelerinin bu köydeki varlıklarını gördüğünüzde görülmemiş bir manzaranın karşısında olduğunuzu anlıyorsunuz. Bölgede en büyük helezonik kaya kütlelelerinin kış aylarında yağan kârın örtüsü altındaki görünümü gözlere farklı tasvirleri hatırlatmaktadırlar. Ancak, şimdi baharın bu son günündeki manzarayı anlatmaya çalışayım.
Ana yol üzerinde sabah saatlerinde bölgenin sembolü haline gelen Sıcak Hava Balonlarının çalışanları koşuşturma içinde ellerinde telsizleri ile gördüğünüzde aracınızı nizami hızından daha yavaş bir hıza almayı sakın unutmayın. Çalışanlar o anda dünyalarını unutmuş sadece havadaki Sıcak Hava Balonu pilotunun taleplerini nasıl karşılayacaklarını düşünmekten başka fikirleri olmaz. Sıcak Hava Balonu taşıyan devasa Pick-up ler sizi de arabanızı da hiç umursamadan son sürat yanınızdan kurşun gibi gidince arkasından baka kalırsınız. Yukarıdaki Sıcak Hava Balonu yere inmek üzere aşağıdaki ekibine ineceği yerin koordinatlarını verdiğinde Pick-up o koordinata doğru hızla giderek yerini alacak ve Sıcak Hava Balonu usulca onun üzerine bir kartalın avının üzerine konduğu gibi konacaktır. Pilotun mahareti ile yapılan bu iniş ustalık belirtisi olarak görülmektedir. Bu sırada balonun sepetindeki yolcular da az evvel havada yaşadıkları heyecanlı dakikaların ardından çılgınca pilotlarını alkışladıklarında alkış sesleri ıslık seslerine karışarak vadilerde kaybolur.
Çavuşin köyünün araç giriş yerinden köyün içine doğru gidildiğinde yolun kenarında yer alan evlerin tek katlı oluşları dikkatten kaçmaz. Afet evleri tipinde yapılan ancak bunun yanında gurbetçi köylülerin tatil zamanı gelip dinlendikleri köylerine modern evler yapanlar da vardır. Eski yerleşim yerlerini terk ederek eskiden tarım ve ziraat yaptıkları yere tek katlı afet evlerine yerleşmişlerdir. Eğer bir köylüye rastladığınızda “köy ekmeği”, “köy yumurtası” bulunur mu sorusunun cevabı “hayır” dır. Köylü ekmek yumurta gibi ihtiyaçlarını bakkaldan sağlamaktadırlar. Hediyelik turistik eşya satmak için kurulan tezgahlar köyün sokaklarında sıralanarak müşteri bekliyorlar. Eski yerleşim yerine varmadan yolun her iki tarafında sıralanan hediyelik eşya, cafe ve bahçeli restoranlardan turistik bölgeye geldiğinizi zaten anlıyorsunuz. Saklı ve sırlı bir kaya yerleşim yeri ile karşılaştığınızı ilk andan itibaren hemen ortaya çıkmaktadır. Sol tarafınızda kalan eski yerleşim yeri altmış sene öncesine kadar insanların yaşadıklarını öğrendiğinizde hayretler içinde kalmaktan kendinizi alamazsınız. Kale gibi duran kocaman kaya kütlelerinin zamanın tahribatı sonrasında yıkılınca ortaya çıkan görüntü savaştan harabeye dönen enkaz görüntüsü gibidir. Asırlarca bu kaya evlerinde yaşamış olan köylüler dar vadiler içinde kıt imkânlarla bağcılık yaparak geçimlerini sağladıkları anlaşılmaktadır. Eski yerleşim yerinin güney kısmında kaya evleri onarılarak yapılan otelin müşterileri sabah gökte uçuşan Sıcak Hava Balonlarını seyre dalmak için uykularından uyanmış ve ellerinde fotoğraf makinaları ile en güzel fotoğrafı çekme yarışı içine giren yarışmacılar gibi bir o yana bir bu yana koşuşturmaktadırlar. Size rehberlik eden eski süsü verilmiş tabelalardan biri Eski Köy Evi işaretli olanı takip ederseniz karşılaşacağınız manzara hiç köy evi görmemişseniz vay be Eski Köy Evi bu mu dersiniz. Kaya kütleleri içine oyulmuş odaların eski süsü verilmiş kapılar ve kapılara takılan asma kilitler görürsünüz. Ortada avlu gibi duran yere plastik sandalyeler ve kırık masa ile 50 metre kare kadar alana dikilen patates ilginç bir görüntü olarak ortada duruyor. Tenekelere ekilmiş çiçekler, eski kap kacak parçaları ve daha başka eşyalara antika süsü verilmiş bir mağaza gibi durmaktadır. Eski Köy Evinden çıktıktan sonra güney istikametine doğru giden yol yüz metre sonra ikiye ayrılır. Biri doğuya biri de güneye gider.
Doğuya doğru giderseniz Aktepe’yi sağınıza alacaksınız. İnişli çıkışlı ancak rahatlıkla gidilebilen bir yoldur. Sonunda son yıllarda tel örgü ile etrafı çevrilen ve bölgede meşhur olan Paşa Bağlarına ulaşırsınız. Usta bir ressam tarafından çizilen tablo gibi karşınızda duran Kocaman kaya Kütlelerini (Peri Bacaları) üzerlerine güneş ışığı vurana kadar temaşa edebilirsiniz.
Önünüzde sırt sırta vermiş veya iç içe geçmiş kocaman kaya kütlelerini (Peri Bacaları) görürsünüz. Kaya Kütleleri (Peri Bacaları) ile yeni yapılan hediyelik eşya satış mağazası arasında eskiden asfalt bir yol geçerdi. O yol kapatılarak Paşa Bağlarına giriş ücretli hale getirildi. Gönlünüze göre benzetebildiğiniz nesneler arasında gezebilir, içlerine girebilir gücünüz varsa tırmanabilirsiniz. Evvelini kimsenin bilmediği zamandan beri Kocaman Kaya Kütleleri (Peri Bacaları) bağlar ve bağcılarla birlikte bugüne kadar varlıklarını sürdürmüşlerdir. Bağların büyük kısmının harap olmasına inat Kocaman Kaya Kütleleri (Peri Bacaları) hayatlarını sürdürerek zamanlarını hoşça geçirmeye geçmişten ziyaretçilerine haberler aktarmaya devam etmektedirler. Kocaman Kaya Kütleleri (Peri Bacaları) koruma altında olmanın keyfini çıkarırken dönüş yolu için rota belirlemeniz ve sıcağa kalmadan geri dönmeniz gerekmektedir.
Dönüş yolu için aynı rotayı takip edip geri dönmek isterseniz kalbinize, dizlerinize ve ciğerlerinize güvenmeniz gerekir. Rampa yukarı çıkarken kendinizi neredeyse Aktepe’nin hizasına gelmiş gibi hissedersiniz. Geri dönüşünüzün zor ve meşakkatli olduğunu düşünürseniz Paşa Bağlarının hemen kuzey istikametinden aşağı inerek asfalt yoldan turunuzu tamamlayabilirsiniz.
Biz Eski Tarihi Evin bahçesine geri dönelim. Yanınızda birden insanın sadık dostlarından biri hemen beliriverir. Ürkmenize korkmanıza gerek yoktur. O sadece size dilsiz bir rehber olarak eşlik etmek ister. Karşılıksız bu hizmetin karşılığını karşılamanızın da imkânı yoktur. Size eşlik etmesini istemeseniz bile sizi birkaç metre uzaktan takip etmeye devam edeceğinizden şüpheniz olmasın. Biraz yürüdükten sonra artık gelmiyor diye arkanıza döndüğünüzde hemen arkanızda olduğunu göreceksiniz. Artık yola üç kişi olarak devam edeceğiz. Eski Evden yüz metre ayrıldıktan sonra sağa doğru kıvrılarak önünüze doksan derece dik patika bir yol çıkar. Sabahın erken saatinde bu kadar dik bir yolu çıkmak görünürde zor gibidir. Bazen emekleyerek mesafe almak zorundasınız. Yeni açmış çiçeklerin güneşi karşılamak amacıyla sıraya girip kokularını etrafa saçmaları karşısında cesarete gelip tırmanmaya başlıyorsunuz. Her çiçeği koklamak hatta dokunmak istemeniz çok normaldir. Başka yerlerde bu kadar çok açan çiçeği ancak bozkırda görebilirsiniz. Şimdi bozkır mevsimidir diyerek temiz havaya karışan kekik ve diğer çiçeklerin kokusunu teneffüs etme şansına sahip olarak derin bir şükran ve haz duyarsınız. Çiçekleri koklamaya gelen sadece siz değilsiniz. Arıların bu saatte bir oraya bir buraya vızıldayarak hareketlerine bakarken köye çıkmadan evvel Sıcak Hava Balon çalışanlarının koşuşturmaları aklınıza gelir. Rengarenk kelebeklerin önünüzden uçup çiçeklerden ve temiz havadan nasiplerini aldıkları sırada burada yalnız olmadığınızı başka varlıklarında var edilen nimetlerden istifade etmek için çabaladıklarını görürsünüz. Patika yolun devamı sizi Kızılçukur günbatımının seyir terasına kadar götürür. Mesafe yedi km civarındadır. Ancak dönüşü de hesaplarsanız bu çok uzun bir mesafe olur. Ayrıca güneş iyice yükselince sıcaklık yürüyüşünüzü tehlikeli hale getirebilir. Patika veya Keçi yolu üzerinde yürüdüğünüzde bisiklet veya dağ motosiklet tekerlek izi görürsünüz. Tabiat tutkunları son yıllarda bu zor yerlerde araçlarıyla macera peşinde koşmaktadırlar.
Sadık dostunuz arkanızda elinizde fotoğraf makinası veya kameranızla göz önüne kestirdiğiniz manzara fotoğrafı elde etmeye çalıştığınız sırada dağın yamacında iki kişilik kamp çadırının ününde bozkırda sabahın doyumsuz havasının teneffüsünün eşliğinde kahvelerini yudumlayanlarla karşılaşabilir onlarla selamlaşabilirsiniz. Karavana dönüştürülmeye çalışılan araçlara rastlayabilirsiniz. Dünyanın en uzak yerlerinden gelerek kamp kuranlar olduğu gibi artık yerleşik gençlerin bu eğilime girdiklerini de söyleyebiliriz. Biz yolumuza devam edelim. Rampanın bitmesi hayli bir zaman alacak gibi görünüyor. Eski Köy Evinden başlayan rampa kırk dakika sürer. Ciğerleriniz maraton koşusunun veya yüz metre koşusunun sonunda kendini yere atanların durumu gibi olur. Kalbinizin durumunu varın hesaplayın. Sakın kendinizi yere bırakıp biraz dinleneyim demeyin bir daha zor kalkarsınız. En iyisi tempoyu biraz yavaşlatarak yürüyüşe devam etmektir. Dik olarak yürüme yerine rampayı hafifletmek için paralel ancak hafif rampalı hareket ederek hedeflediğiniz istikamete doğru gidiniz. Nihayet bir müddet sonra rampa bitince vadiye nereden inileceğini kestirmeye başlarsınız.
Dönüşe geçme isteği artarak devam eder ve bir an kendinizi vadilere bırakmak istersiniz. Sağ tarafınızda birbirine paralel uzanan yeşil vadileri gördüğünüzde iştahınız daha da kabarır. Bu arada vadiler bütün sessizlik içinde sakinlerini saklarken tepenizde uçan Sıcak Hava Balonlarına inat avını gözetleyen şahinlerin vadiler arasında ıslıklar arasında attığı çığlıklar ıssız bir çölde olduğunuz hissine kapılmaktan kendinizi alamazsınız. Ak Tepe (Ağ Tepe) zirvesi ile aranızda çok az bir mesafe kalmıştır. Şahinlerin sesi ile kendinizi vadilerin sırlı havasına kaptırırken birden zirveye kadar gidip bütün çevreyi şahinin gözüyle görme isteği içinize doğar. Ak Tepe’den bakabilirseniz Sıcak Hava Balonları ve Şahinleri kuş bakışı rasat edebilirsiniz. Sıcak hava bastırmak üzere olduğu için bu macera şimdilik ertelenmelidir. Uzaklardan Ak Tepe’ye baktığınızda kırmızı gri çizgilerin olduğu noktada bulunuyorsunuz. Bu çizgilere yakından veya uzaktan baktığınızda adeta cetvelle çizilmiş gibi durmaktadır. Şimdi bu kırmızı gri çizgilerin yanındayız. Uzaktan görünüşü nasılsa bura da öyledirler. Ayne’l- yakin olarak görüyorsunuz. Periler ellerine cetvel alarak mı çizmişler? Diye düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz. Bu işi ilim insanlarına bırakarak yolumuza daha doğrusu vadiye nasıl inebileceğimize bakalım.
Rampa çıkmak efor harcamanıza sebep olmuş ve döktüğünüz ter topuklarınıza kadar inmiştir. Ak Tepe’yi soluna aldığınız zaman sağ tarafınıza baktığınızda vadi ile aranızda kuş bakışı en az iki yüz metre vardır. Büyük bir mesele ile karşı karşıyasınız. Her yer uçurum ve yumuşak sivri kayalarla kaplıdır. Toprak yumuşak olduğundan ayağınızla bastığınızda alttaki toprağı sizi kaydırması ihtimali oldukça yüksektir. Artık nerede duracağınız sizin inisiyatifinizden çıkmıştır. Kayalara çarparak düşmemişseniz birkaç sıyrıkla atlatabilirsiniz. Uçurumdan düşmemek için yardımlaşma ile işinizi kolaylaştırabilirsiniz. Elinizdeki yürüyüş bastonları en büyük yardımcınızdır. Keşif amaçlı nereden inebiliriz diye birkaç yere baktığınızda yanınızdaki sadık dostunuzun önünüze geçtiğini ve hafif hırıltılar çıkararak sakın buradan inmeyin der gibi bakışları sizi vaz geçiriyor. Çaresiz vadiye inmek için uzun uğraşlar veriyor ve sonunda bin bir zahmet ve birbirinize uzattığınız yürüyüş bastonlarınız işi kolaylaştırıyor. Yabani Acı Badem ağaçlarının cüce dalları imdadınıza yetişiyor o dallara sarılarak adım atabiliyorsunuz. Yol arkadaşınızın dikkatli ve tedbirli davranışları ve yardımlaşarak adım atmaya devam ederken sadık dostunuzun hala yanınızda olduğunu görünce insanların bu canlılara verdiği eziyete bir türlü mana veremiyorsunuz.
Sıcak Hava Balonları uçuşlarını tamamlayarak inişlerini gerçekleştirmişlerdir. Arada havada dolaşan ancak yolcu sepetleri daha küçük olan Sıcak hava Balonlarının uçuşlarını sürdürmesinin sebebi Sıcak Hava Balon firmalarının pilot eğitimi alan tek kişilik balonlarıdır. Bu balonlardan biri vadiye inmek için kendimize yer ararken kuş bakışı diyebileceğimiz bir seviyede görebiliyorduk. O kadar alçaktan uçması dikkatimizi çekmişti. Pilot eğitimi verilen balonun biraz sonra vadinin dar bir alanına indiğini gördüğümüzde yardıma ihtiyacı vardır diyerek yanına gitmeye karar verdik. İniş yaptığı yere bir aracın gelip balonu oradan alıp götürmesinin imkânı yoktu. Sesimizi yükselterek yardıma ihtiyacı olup olmadığını sormaya başladık. El işaretleri ile yaptığımız muhabere sonucunda yardıma ihtiyacı olduğuna karar vererek o tarafa doğru yöneldik. Yanına vardığımızda genç bir pilot Sıcak Hava Balonunu gayet sağlamca bir zemine indirmişti. Ancak, balonunu uçuşa hazır tuttuğu belli olmuştu. Eğitim aldığını bu amaçla burada durduğunu birazdan verilen koordinatlara doğru havalanarak hareket edeceğini söyledi. Yardıma ihtiyacı olmamıştı. Kendisini selametleyerek yolumuza devam ettik.
Aşağı doğru inerken yaşadığınız heyecanı fiziki gücünüzle karşılarken karşınıza çıkan kurumuş bir meyve ağacı sizi başka yerlere götürüyor. Ağaçlar ve bütün yaratılmışların elbet bir ömrü vardır. Ancak, bir zamanlar geçimini temin ettiği emektar ağaçların insanların vefasızlığı karşısında susuz bırakılması ve kurumaya bırakılması insanın sonu olmayan bir muamma olduğunu düşünüp hayıflanıyorsunuz. Kurumuş kurumaya başlamış sadece meyve ağaçlar değildir. Üzüm bağları da bu durumdan nasibini almıştır. Arada çok güzel bakılmış üzüm bağları tevekleri arasındaki meyveli ağaçların varlığı size bütün dertlerinizi unutturmaktadır. Derelerden ip gibi akan suları kayadan oyulmuş su savaklarında biriktirerek ağaçlarını sulayanların zahmetleri vefasızlıkları bir zaman unutturuyor. Binlerce yıldan beri bu su yolları için insanların ne zahmetler çektiklerini vadilerdeki kayadan oyma su yollarını görünce daha iyi anlıyorsunuz.
Kaya kütlelerinin üzerinde biriken toprak üzerinde bahçeler ve bağlar için vazgeçilmez en büyük destek güvercin gübresidir. Güvercin besleme ve gübresinden istifade etme ameliyesi ne zaman kim tarafından başlatılmış olduğunu araştırmacıların görevidir. Görünen bu kaya kütlelerinin her birinin üzerinde mutlaka bir güvercinlik veya kalıntısının olduğudur. Güvercinliklere kayalar üzerinde oyulan basamaklarla varılabileceği gibi ahşap veya demir merdivenlerde kullanılmaktadır. Kimyasal gübrelerin tarım ve ziraatta kullanılmaya başlanması üzerine artık insanlar güvercin besleme zahmetine katlanmamaktadır. Geriye güvercinlik kalıntıları ile bakışırken içinize doğan eskiye özlem duyguları depreşmeye başlar. Kaya kütlesine sadece güvercinlik yapılmamış bazı yerlerde arılar için kaya kovanlar da yapılmıştır. Kayalar üzerindeki kovan izlerine sıkça rastlamak mümkündür.
Vadi boyunca eskiden su yolu olan dereler ve arkların kurumuş olduğunu söylemeye gerek yoktur. Kara iklimi özelliği bu diye geçiştirmek mümkün olsa da bunu kabul etmekte zorlanırsınız. Son zamanlarda insanların insaf sınırlarını zorlayarak hırslarına ve hazlarına yenik düştükleri anlaşılmaktadır. Tabiat da bundan nasibini almıştır. Suyun hoyratça kullanılması yer altı sularını teknik imkânlarla sağlamak yüzey sularının eksilmesinin sebebi olarak düşünenler vardır. Vadilerde rastladığımız su savaklarını yağmur ve kâr suyu ile dolu olduğunu müşahede ettik. Toprak altına çekilen su varsa gökten akan sudan da geçmiştekiler nasıl istifade etmişse şimdi de istifade etmek mümkündür.
Vadi bitimine doğru zorlu yolculuk sona ererken sadık dost bizi artık terk etmeye kalkışmasın mı? İlk yola koyulduğumuzda arkamıza takılıp gelmesini istememiştik. Yol bitmek üzereyken bizden ayrılmasına katlanamadık ve bizimle birlikte gelmesi için epeyi çaba gösterdik. Vadi bitince sağa doğru dönerek Çavuşine doğru döndüğümüzde bir kilometre kadar sonra sol tarafımızda köyün mezarlığı çıkıyor. Mezarlığa selam verdikten sonra eski köy tarafına doğru hareket ederken eski yerleşim yerinin karşısı ve sizin sağınızda kayalardan kazılmış otellerin müşterilerini indiren minibüslerin motor gürültüsü başlıyor. Sadık dostumuz biz aracımıza binene kadar bizi teşyi etti. Ancak, çevresine bakarak bizimle işinin bittiğini yeni misafirlere rehberlik etmeye hazır olduğunu söyler gibi dururken hafif hırıltılar arasında kendisinden ayrılmak üzereyken ikramda bulunamadığımızın üzüntüsü ile el sallayıp ayrıldık. Bir dahaki sefere hazırlıklı geleceğimizi de ifade ettik. 05.06.2022 Nevşehir
Fotoğraf sanatçısı Yusuf Özuğurlu yürüyüşlerimizi birlikte yaptığımız kırk yıllık dostumdur. Her yürüyüş başlangıcında “bu sefer kendimizi zorlamayalım kolay yerlerden gidelim” demesine rağmen bu dileği hiçbir zaman gerçekleşmedi. Yürüyüş bitiminde ise memnuniyetini ve sevincini kelimelere dökmek yerine çektiği ilginç fotoğrafları gösterirken yüzünde beliren tebessümü her şeyi anlatır. Yola çıkarken evvela yol arkadaşı seçmenin ne kadar doğru olduğunu bu küçük maceralar sayesinde bir defa daha öğrendik. Yusuf Özuğurlu için bir paragrafın yetersiz kalacağı aşikârdır. Aşağıdaki fotoğraflar Yusuf Özuğurlu ’nun aynı gün (05.06.2022) kamerası ile kalıcı hale getirmiştir.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ