MİLLİYETÇİLİK – ÇAĞDAŞLIK DERKEN…

MİLLİYETÇİLİK – ÇAĞDAŞLIK DERKEN…

HÜR DÜŞÜNCE                                                                                        ZEKERİYYA İLLEEZ

                                                     MİLLİYETÇİLİK – ÇAĞDAŞLIK DERKEN…

          Hücrelerin dokuları,organları,sistemleri oluşturduğu gibi insanda toplumu oluşturur. İnsanın oluşturduğu aile ve toplum,insanın yapısına göre şekil alır. Yani toplumun yapısını insanın maddi ve manevi durumu belirler.

          İnsan hayatı,Allah’ın bahşettiği bir süreçtir. İnsan bu süreci,Allah’ın vermiş olduğu akıl ve düşüncesiyle gerçekleştirir. Akıl ve düşüncesiyle karar verip yaşayan insan;hürdür ve sorumludur.

          Günümüze kadar gelen toplumlarda kendi alanında yetişmiş kandiller,aydınlar vardır. Siyasi,ekonomik,hukuk,toplumsal-kültürel alanda yetişen insanlar,toplumu etkisi ölçüsünde yönlendirir.

           İnsanın okuduğu tıpkı yemeğin vücuda dağıldığı gibi zihinlere dağılır. Okuyan insanda oluşan birikim kimi insanda gömülü hazine gibi kalır. Kimi insanda da çevresini ve insanlığı aydınlatır. Böyle insanların etkilediği toplumlar,karanlığı iafade eden cehaleti yenen,nurlu-aydınlık yarınları ortaya koyan,medeniyet yarışında  olan toplumlardır. Bu toplumlardan birisi de olışturduğu kültür ve medeniyeti ile Türk Milletidir.

          Türk Milleti,dünya coğrafyasında en etkili olan toplumlardan birisidir. Dünyada en çok devlet kuran millettir.

          Millet olabilme vasıflarını oluşturan ve tarihte kendi kimliği ile varlığını devam ettiren Türk Milleti; “Büyük Millet, “Büyük Devlet” idealleri hep emperyal dünyanın şövalye ve baronlarını tedirgin etmiştir. Emperyal dünya Türk-Türk Milletini kendisi için en büyük handikaplardan biri olarak görmüştür.

          Emperyal dünya,Türk ve Türk Milletine karşı hep oyun içinde oyun olan plan ve projeler uygulamıştır.

          Tarihte Türk Milletinin varlığı ve güçlü olması,dünyadaki mazlum toplulukların güvencesi olmuştur.

          Türk Milleti hiçbir zaman emperyalist ve sömürgeci yapı ve uygulamalarda olmamıştır.

          Türk Milletinin özünde var olan hoşgörü,başka kültürlere saygı anlayışı; hakim olduğu topraklarda yaşayan farklı dil,din kültüre sahip  olan topluluklar serbest bir şekilde yaşamışlardır.

          16.Yüzyıldan sonra Arapçılık,Arap hayranlığı,Türk topluluklarını etrak-ı bi idrak (akılsız,idraksız Türkler ) olarak görülmesi ve yönetinden dışlanma olayı; Milli Mücadele ve Türklüğün yeniden Anadolu da inkişafı,emperyal güçler ve onların içerideki payandalarını çok rahatsız etmişlerdir.

          Milli Mücadele sonrası; Anadolu da Türklüğün yeniden dirilişi,hür ve istiklal içinde yaşama azim ve iradesi,,milli duyguların doruğa çıkması,Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulması,aynız zamanda milli-üniter bir yapıda devletin kurulmasının tezahürüdür.

          Her ülkenin,milletin önderleri,aydınları olur. Türk Milletinin de mesela; Mete han’dan Atatürk dahil bir çok lider,devlet adamı,önder ve aydınlar olmuştur.

          Türk Milletinin unutturulmak istenen medeni kabiliyetin yeniden dirilmesini sağlayan, gün yüzüne çıkaran Atatürk Türk Dil ve Tarih Kurumlarını kurdurmuştur.

          Atatürk Türk Milletinin timsali olduğu için  kimisi karşı çıkar,kimisi maske yapıp kullanmaya çalışır.

          Atatürk 1881 de doğduğu ve çocukluk dönemi,Osmanlı devletinin sarsıntılarının en şiddetli olduğu zamndır. Atatürk’e karşı olanlar ; bahçede,tarlada Karga kovalamasını küçümserler. Oysa Atatürk sahiplik şuuru içinde Kargaları kovalamıştır. Tıpkı Trablusgarp’ta İtalyanlara karşı, Çanakkale de İngiliz,Fransızlara karşı, Kanal ve Irak cephesinde İngilizler ve Ruslara karşı mücadele etmiş yedi düveli kovalamıştır. İşte askerlik ve devlet adamlığı dehası daha küçük yaşta iken; milli duygular,milliyetçilik kıvılcımları ortaya çıkmaya başlamıştır. Atatürk’ün söz ve konuşmalarında akıl ve bilim temel olmakla birlikte;esas kaynak-pınar Türklük-Milliyetçilik,Türk Milliyetçiliği olmuştur.

          Gazi Mustafa Kemal Atatürk; Osmanlı devletinin durumu,Namık Kemal,Ziya Gökalp gibi şair ve yazarların şiirleri ve yazılarından  etkilenmiş,ilham almıştır.

           Namık Kemal’den hürriyet ve istiklal, Ziya Gökalp’ten Türkçülük konusunda ilham alan Mustafa Kemal; hürriyet,istiklal ve milliyetçilik temelinde olan kişiliği ile söz ve fiiliyatını gerçekleştirmiştir.

           Mustafa Kemal sorulduğunuda ve icap ettiğinde düşünce ve fikirlerini ifade etmiştir.

           Atatürk’e karşı olanlar veya maske yapıp kullananlar kendi dünya düşünce ve fikirlerine göre değerlendirmişlerdir. Ya karşı çıkarlar yada sahiplenirler!

          Atatürk’ün teoride ve pratikte temel düşünce ve fikri Türklük-milliyetçilik ve çağdaşlık olmuştur.

          Atatürk’e karşı olanlar ve istismar edenler; Atatürk’ü salt devrimci,dinsiz gibi göstererek kendi amaçlarında  kullanmaya çalışmışlardır. Atatürk’ün söz ve davranışlarını herkesin kendi amacına dönük değerlendirmesi; Atatürk’ü anlamak ve yaşamak değil kullanmaktır!

          Atatürk’ün siyasi,iktisadi,hukuk,sosyal-kültürel alanda ki düşünce ve sözleri bir bütündür. Temel kaynağı Türklük-Milliyetçilik,hedefi çağdaşlaşmadır. Çağdaş ülkeler seviyesine çıkmaktır.

          Atatürk milliyetçi yapısı ile ırkçı değildir. Ancak Türklüğü ortadan kaldıracak her türlü fikir ve düşünce,eyleme karşı milletinin değerlerinin savunucusudur.

          Atatürk Türk Milletine memsup olmaktan gurur duyarken,Türtk Milletinin değerlerinin kiracısı değil sahipliği içinde dünyayı aydınlatan bir güneş gibi görür.

          Atatürk diğer milletlerin Refah ve mutluluk vesilesi olan medeni nimetlerin kendi milleti Türk Milletinde de olmasını ister. Milletini diğer milletlerden küçük,geri,güçsüz görmek istemez. Milletinin güçlü ve yüce olmasını ister.

           Atatürk’te ki milli duygu ve milliyetçilik anlayışı hodbince bir ırkçılkta değildir. Başka milletlerin milli değerlerine saygı gösterir ama kendi milli değerlerinede saygı bekler.

          Atatürk Milli duygularla,kendi milletinin yükselmesini isterken; akıl ve bilim temelinde evrensel değer  ifade eden nimetlerin Türk Milletinde de olmasını ister. Bu evrensel değerlere sahip olurken; medeniyet yarışında bulunmak ve hatta önde olmak ister.

          Atatürk milli kültür temelinde; evrensel değer ifade eden medeni nimetlerden kendi yapısına uygun olanları alıp uygulamak ve yaşamak ister.

          İşte Atatürk çağın ileri ülkelerinin yanında,karşısında her halükarda çağdaşlaşma,önder ülke-millet olmak için medeniyet yarışına girmek ister.

          Atatürk’ün doğumundan ölümüne kadar düşünce,fikir ve uygulamalarının temeli; Türklük,milli duygular,Türk Milliyetçiliğidir.

          Atatürk Türk Milliyetçisi olarak; evrensel değerlerin akıl ve bilim işiğında kendi ülkesinde ve milletinde olmasını sağlamaktır.

          Cumhuriyetçilik,inkılağçılık,halkçılık,laiklik,devletçilik temelinde yatan,milliyetçilik düşünce ve fikridir.

           Atatürk milliyetçiliği ve çağdaşlaşmayı bir bütün olarak görür. Bunu bütün söz ve uygulamalarında görürürz. Bunu en güzel ifade eden sözü;” Türk Milletinin unutulmuş  medeni vasfı âtinin yüksek medeniyet ufkunda bir güneş gibi doğacaktır.”

           Atatürk çeşitli konularda fikirlerini ifade etse de; Sosyalist-Komünist değildir. Faşist ve teokrat devlet yanlısı değildir. O halkın egemenliğini üstün tutan halis bir demokrattır.

          İşte Cumhuriyet; halka dayalı,milli bir devlet şekli olarak ortaya çıkmıştır. İşte Cumhuriyetimizin ve değerlerinin kıymetini bilelim. 2021 de Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun.

Not; Pandemi devam etmektedir. Temizlik,kişisel mesafe ve maske takmaya özen gösteriyoruz. Önce sağlık!

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ