SELAM VERDİM RÜŞVET…!

HÜR DÜŞÜNCE                                                                       ZEKERİYYA İLLEEZ

Zekeriyya_illeez@mynet.com                                        Em.Uz.Sosyal Bil.(Tarih)Öğretmeni

                                                  SELAM VERDİM RÜŞVET…!

          Selam;insanları birbirine yaklaştıran,kaynaştıran en önemli araçlardandır.İslamda selam vermek sünnet,almak farzdır.

          Günaydın,iyi günler,merhaba,selam,selamün aleyküm vb. ifadelerle insanlar iletişime başlarlar.

          İnsanlığın varlığından beri selam,rüşvet vardır.İnsanlık tarihi içinde maddi ve manevi değerler(para,makam gibi) şeyler  çıkar için araç olarak kullanılmış,hediye adı altında verilmiştir.

          Hz. Muhammed Efendimiz “hediyeleşin” der.Burada amaç imsanların iletişim kurması ve kaynaşmasıdır. Oysa hediyeleşme amacına ulaşmak isteyenlerin istismar aracı olmuştur.

          İnsanlık tarihinde rüşvet;ahlakı değerlerin azaldığı,kültürel yozlaşmanın çoğaldığı zamanlardır.

          Toplumda kültürel yozlaşmanın olduğu devlet yönetiminde totaliter anlayışın hakim olduğu zamanlarda rüşvet daha da çoğalma imkanı buluyor. Önemli hale geliyor.

          Hani zamanında “Selam verdim,rüşvet diye almadılar” sözü bir gerçeği ifade etmektedir. Her konuda rüşvet geçerli olunca,para,taşınır,taşınmaz mallar rüşvetin aktörleri,malzemeleridir.Yani insanlar Allah’a değil paraya kul oluyor.

          Yalan,talan,rüşvet hükümdar oluyor.Dürüstlük garip kalıyor!

          Birey temel hak ve hürriyetlerini,alnı açık başı dik şekilde yaşayamıyor. Para ve güç hükümdar olunca hak,hukuk,adalet ortadan kalkıyor.

          Vücudu yıkan,hasta eden en zararlı mikrop ne ise;toplumu devletleri zayıflatan,parçalayan,birliktelikleri ortadan kaldıran,bencilliği çoğaltan rüşvettir.

          Rüşvet yaygın olan toplumlarda adalet olmaz. Çünkü;güç etkili olur. Suçlu suçsuz belli olmaz. Yani adalet gerçekleşmez.

          Öyle bir ortam oluşur ki;rüşvete tevessül etmeyen zelil,fakirler rezil olur. Çıkarcılık,yalan,riya çoğalır. İnsanların birbirine güveni kalmaz.

          Çıkar ilişkisi olan toplumlarda arkadaş çok olur ama dostlar az olur veya yok olur.

          Dünya tarihi ve Türk tarihine baktığımız zaman devletlerin yıkılmasında;rüşvet en önemli etkendir. Türk devlet yönetme anlayışında olmasa da küçük illegal çetelerle işbirliği yaparak devlet yönetme anlayışıda devletlerin felaketini hazırlayan arızalar olmuştur!

         Osmanlı tarihinde en çok rüşvet hadiseleri din akaidin liyakatıyla yaşanmadığı,ahlakın çöktüğü bir zaman diliminde; Hürrem Sultan-Rüstem Paşa ilişkisinde rüşvetin önemini görürüz!

          Rüşvet her türlü felaketin kapısını açan,belli gücü ve gurubu muktedir kılan,sosyal davranış kurallarını hiçe sayan,kötülüğün,çirkinliğin,yanlışlığın anahtarıdır.

          Bir ülkede rüşvetsiz hiçbir iş yapılmıyorsa orada hukuk kuralları işlemiyor,adalet gerçekleşmiyor demektir.

          Hukuk kurallarının işlemediği,adaletin gerçekleşmediği toplumlarda;delalet,ihanet,rezalet,sefalet,her türlü musibet ülkeye hükmeder.

          Rüşvetle insanlar nefsine köle olur.Ruhunu kaybeder. Dünyalık insanlar olur.

          Rüşvetle muktedirliklerinin devamını isteyen siyasiler,rüşvetle rant peşinde koşan ticariler,rüşvetle topluma hükmetmeye çalışan tarikatlar-cemaatlar,rüşvetle kendi dünyalarını düşünen takiyyeciler muhakkak ki sonunda bu dünyada ki rüşvet saltanatının hesabını verceklerdir.

          Devletin dini adalettir.Adaletli olmayan yöneticiler zulme hizmet ederler. Zulme hizmet edenler bir çok masum,mazlum,mağdur üretirler.

          Mazlum ve mağdurların ahı,tahtan indirir Şah’ı Çünkü,Allah mazlum ve mağdurlarla beraberdir.

          Rüşvet verenler,alanlar,adaletsiz davranış içinde olanlar;kul hakkı yemiş olurlar! İşte kul hakkı yiyenlerin,mazlum ve mağduru suçlu gibi göstererek,kendilerinide sütten çıkmış ak kaşık gibi göstermeye çalışanların sonu Cehennemin dibidir.

          Allah rüşvet alanları,verenleri,bunları görmemezlikten gelenleri,adaletsiz davrananları ıslah etsin. Millet rahat etsin.