Kudüs’ün Statüsünün Keyfi Bir Şekilde Değiştirilme Girişimlerini Güçlü Bir Şekilde Kınadığımızı İlan Ederiz

Kudüs’ün Statüsünün Keyfi Bir Şekilde Değiştirilme Girişimlerini Güçlü Bir Şekilde Kınadığımızı İlan Ederiz

Nehüüü (600 x 400)

Kudüs’ün Statüsünün Keyfi Bir Şekilde Değiştirilme Girişimlerini Güçlü Bir Şekilde Kınadığımızı İlan Ederiz

Teferruatı ciltler dolusu kitaplarla anlatılamayacak denli önemli, kutsal bir şehir. Üç büyük dinin iç içe geçtiği, hayatında hiç görmemiş veya görmeyecek olsa bile dünya üzerindeki milyarlarca insanı ilgilendiren özel bir bölge, tarih boyunca uğruna büyük savaşlar yapılmış bir mücevher. Müslüman, Hristiyan veya Musevi kim olursa olsun asla vazgeçemeyecekleri kutsalların barındığı ve bu vasfından dolayı bin yıllar boyu süren mücadelenin ardından nihayet medeni dünyanın üzerinde uzlaştığı bir hukuk ile korunan kutsal mekân. İnancın taşla, toprakla, sözle, tasvirle anlamını bulduğu kent “Kudüs”.

İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşan konjonktür ile her merhalesi bir oldu bittiye dayanan süreç sonucunda Kudüs’teki kutsalları on yıllar boyu rencide edilen İslam dünyası ve Filistin adına üstelik Birleşmiş Milletlerce de tanınan hakların barışçıl yöntemlerle iadesi beklenirken son günlerde ABD yönetimi ve başkanının bu beklentilerin tam aksi yönde bir politika izleyerek Kudus’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacakları açıklamasını hayretle karşılıyoruz. Bu karar, uluslararası hukuka aykırı olduğu kadar bölgenin tarihi ve sosyolojisine de aykırıdır. Bu adım, Ortadoğu’nun hassas dengeler üzerine bina edilen çok dinli ve çok kültürlü yapısını darmadağın edebilecek jeopolitik bir bomba niteliğindedir. Bölgeyi uzun yıllar boyunca kanlı bir kaosa sürükleyebilecek bu adımdan bir an önce vazgeçilmelidir. Müslümanların ilk kıblesi ve ilk mescidinin bulunduğu, Miraç hadisesinin gerçekleştiği Kudüs’ün, dinlere karşı hoşgörüsü ve saygısı şüpheli, özgürlük ve insan hakları konusunda sicili son derece bozuk, Ortadoğu’da inancın insanlığa getirdiği huzura musallat olmuş sabıkalı bir yönetimin siyasi temsil merkezi olarak tanınma girişimi zorbaca ve telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracak bir gelişmedir.

Tarihe bakıldığında bu kentteki kutsallara saygı duyulmadığında “hâkim olanın da mağlup kalanın da” huzur bulmadığı anlaşılacaktır. Yine tarihe bakıldığında Kudüs’te ecdadımızın hâkimiyetinde kaldığı zamanlarda tesis edilen barışın, hoşgörünün izleri görülecektir. Örneğin Musevilerin, Ağlama Duvarı’ndan mahrum bırakıldıklarında, kendilerince son derece kutsal olan bu mekâna gelip yeniden ibadet edebilmeleri Kanuni Sultan Süleyman tarafından sağlanmıştır. Bunun gibi nice hoşgörü örneği sergileyen bir geleneğin varisi olmak bizler için iftihar vesilesidir. Tıpkı diğer kültürlerin olduğu gibi ecdadımızın da bu diyarın her köşesinde bıraktığı İslam Medeniyetinin somut izleri hala yaşamaktadır. Kudüs, belki önemini yeni nesillere layıkıyla aktaramadığımız bir belde olsa da kadim medeniyet hafızamızdan asla silinmeyecek, asla vazgeçilmeyecek, asla terk edilmeyecek vasıftadır.

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi olarak Kudüs’ün statüsünün keyfi bir şekilde değiştirilme girişimleri karşısında devletimizin yetkili mercilerince gösterilen haklı tepkiye ortak olduğumuzu ve bu girişimi Üniversitemiz Senatosunca alınan 08.12.2017 tarih ve 2017.25.129 Sayılı Kararla güçlü bir şekilde kınadığımızı ilan ederiz.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ