HOCAM BU NASIL GENÇLİK !

HOCAM BU NASIL GENÇLİK !

zekerriya

HÜR DÜŞÜNCE                                                                       ZEKERİYYA İLLEEZ

Zekeriyya_illeez@mynet.com                                        Em.Uz.Sosyal Bil.(Tarih)Öğretmeni

                                            HOCAM BU NASIL GENÇLİK !

          31.07 2017 günü i iş yerimizde otururken bir arkadaş; “Hocam bu nasıl gençlik” dedi. Tabi ki gençliğin olumsuzluğundan yakınıyordu.

          Bir insanın veya toplumun iyi,güzel,doğru yolda olması,mutluluğu yakalayabilmesinin esası eğitimdir.

          Eğitim bir ülkenin kalkınmışlık seviyesini gösterir. Eğitim,davranışlarda gelişme dolayısıyla değişim kazanmadır.

          Öğrendikleri olumlu şeyleri yaşamayan insanlar sadece öğrenmiş olurlar. Oysa eğitimde esas olan öğrendiklerini davranış haline getirmedir.

          İnsanlık tarihi içinde,insanlar birbirleriyle ilişki kurmak zorunda kalmışlardır. Kendi içinde oluşturdukları kuralları vardır. Bir de başka toplumların oluşturdukları kuralları arasında benzerlik ve farklılık vardır. Ayrıca bütün dünya toplumlarının ortaklaşa kabul ettikleri evrensel değerler ortaya çıkmıştır. Hak,adalet,hürriyet vb.

          İnsanların birbirleriyle ilişkilerini düzenleyen,yönlendiren,sınırlandıran kurallar oluşmuştur. Bunlara sosyal davranış kuralları denir. Bunlar örf-adetler,görgü,ahlak,din ve hukuk kurallarıdır. İnsanlar bu kuralları bilerek veya bilmeyerek yaşamaktadır.

          Tabi bu kurallara uyumsuzluk anlaşmazlığıda beraberinde getirir. Kurallara uymayanlara;insanlar,toplum,oluşturdukları kurumlar tepki ve tavır koyar. Müeyyide (yaptırım) ortaya çıkar. Kurallara uymama (Hukuk Kuralları Dışında) yaptırımı genelde kınama şeklinde tezahür eder.

           Toplumların oluşturduğu maddi ve manevi her şey kültürdür. Bu toplumların kimliğini ortaya koyar.

          Dünyada çeşitli kültürler oluşmuştur. Bu kültürler milli ve evrensel niteliktedirler. İnsanlık ortak değerleri olan evrensel kültürü oluştururken,her milletin kendi kimliğini ifade eden milli kültürüde oluşmuştur.

          Kültürde ki yozlaşma benliğin kaybolmasına sebep olur. Taklit çoğalır. Kendini taklit değil başkalarını taklit çoğalır. Özenti fazlalaşır. Özentinin getirdiği aşağılık duygusu,kendini aşağı-küçük görmeyi sağlar. Bu da kendi kültürüne saygısızlığı ifade eder. Bu tıpkı Salyangoz’un kabuğundan çıkmış da kendisini beğenmemesi gibidir.

          Kendi kültür değerlerinden uzaklaşanlar,değerlerinide unutur. Daha sonrada boş bardağa benzer. Ne doldurursan o dolar!

          Kültürünü bilen,tanıyan öncelikle kendi kültür dünyasında yaşar. Başka kültürleride tanıdıkça eksiklerini,övünelecek durumlarını görür. Başka kültürlerle kendi kültürünü karşılaştırır. Başka kültürlere saygı gösterirken kendi kültürüne saygı bekler. Kendi kimliği ile birlikte medeniyet yarışına girer. Kendi kültür ve medeniyetini oluşturur. Türk kültür ve medeniyeti gibi.

          Milli kültür kendini diğer kültürlere ifade ederken,evrensel kültürde toplumları birbirine yaklaştırır,yakınlaştırır. Uzlaşma,anlaşma,birliktelikleri çoğaltır.

          Kültür ve medeniyeti güçlü olan toplumlar, yarışta önde olan topluluklardır.

          Dünyada ki hakimiyet mücadelesinde; ülkelerin psikolojik savaşla içten çökerttilmesinde ki stratejik hedefi kültür,argümanı da kültür yozlaşmas(kültür değişimi) dır.

          Kültür dokusu bozulan toplumlarda oluşan özenti sonucu,taklit ve güvensizlik çoğalır.Toplum hassaslaşır ve kolayca etkilenir. Böylece başka kültürlerin etki alanına girer.

 

          Kültür bozulması sonucu davranışlarda değişim,dönüşüm yaşanır. Tabi bu durum o toplumun  beyinleri ipotekte,uzaktan kumandalı televizyon haline gelmesine sebep olur. Olumlu değerler azalıp,olumsuz değerler çoğalınca toplumda her şey bozulur. O toplum sömürge toplumu olur.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ