EHLİYET

HÜR DÜŞÜNCE                                                                             ZEKERİYYA İLLEEZ

                                                                         EHLİYET

          Ehliyet dediğimiz zaman,hemen motorlu ve motorsuz taşıtların-araçların kullanılmasına izin veren belge aklımıza gelir.

          Ehil olmak,işin ustası olmaktır.

          İnsanlığın var oluşundan beri Allah’ın yaratmış olduğu her şey,neredeyse insana nimet olarak sunulmuştur. Allah insanlara akıl ve düşünce vermiş karar verip,yaşasın diye. Yani insan akıl ve düşüncesiyle sorumluluk içindedir. Hesabını Allah’a verecektir.

          İnsanların kendilerine özgü;ilgi,istidat,kabiliyetleri vardır. İnsanların genlerinden gelen irsi durumu ve çevrenin etkisiyle kişilikleri oluşur.

          Eğitim; insanların doğuşundan ölümüne kadar irsi ve çevresel faktörlerin etkisi altında,öğrendiklerini davranış haline getirme işidir.

          Eğitimde amaçlanan duygu olgunluğu,dengeli kişilik ile birlikte;ilgi,istidat ve kabiliyeti önemlidir.

          İnsanın en önemli sorunu kendini tanımasıdır.Kendini tanıyan insan;ilgi alanını,istediği şeyi,hangi alanda yeteneğinin güçlü olduğunun farkına varır. Eğitim sürecinde,hayatta ona göre karar verir.

          İnsanların özel durumlarından dolayı özel durumları(Kabiliyetleri) olabilir. Mesela;ailesinde müzik,resim,spor spor faaliyetleri gibi durumlar,o kişilerin özel kabiliyetlerini ifade eder.

          İnsanın güvenilir,ehil)olgun),güzel ahlak sahibi olması önemlidir.

          Selçuklu da,Osmanlı da Ahilik ve  Lonca teşkilatları önemlidir. Bu teşkilat üyesi olanlar el sanatları konusunda ehil ve dürüst olması önemlidir. Eğer kişi ehil ve güvenilir değilse; Ahi-Lonca teşkilatınca alınan kararla ‘Babucu dama atılırdı.’ İşine son verilirdi!

          Ehliyet,liyakat insanın nişanesidir. Toplumda ehliyet ve liyakata önem verilmediği zaman,popülist siyaset öne çıkar. Mesela;bir işe alınmada liyakat değilde ,siyaset ön plana çıkar.

          Ehliyet ve liyakat önemlidir. Kur’an da ve Peygamber Efendimizin  Hadislerinde ‘işi ehline veriniz.’ Der.

          Günümüz tabiriyle kariyer (ehliyet,liyakat) sahibi insanlar toplumda çoğalırsa,başarıda beraberinde gelir.

          İnsanın yaptığı ve yapacağı iş ile ilgi-istidat-kabiliyeti birbirine uyaması gerekir. Subay askeri okullarda,doktor tıpta,öğretmen eğitim fakültelerinde yetişir. Siyasetin verdiği güç ve popülist yaklaşımlarla,torpille,rüşvetle ve işle ilgisi olmayanların işe alınması;adaletsizliği,haksızlığı ve kul hakkını beraberinde getirir.

          Ehliyet ve liyakata önem vermeyen yapılanmalar ve yönetimler; yalanın,talanın,riyanın öne çıktığı,dürüstlerin garip kaldığı toplumları oluşturur..

          Siyasi yapılanmalar siyasi rant için; bir takım zararlı akımların devlete sızmasına müsaade eder ve kullanır. Mesela siyasetin içinde olmaması gereken;tarikat ve cemaat yapılanmaları,ehliyet ve liyakat ötelenerek devlete sızar ve kadrolaşırlar. Bu sızma ve kadrolaşma hakimiyet çatışmasna döner. Kurunun yanında yaş da yanar. Olan mazlum,masum,mağdur,dürüst insanlara olur.

          Toplumun kurum ve kuruluşlarında ehliyette ve liyakatta olmayanlar hükmederse;o ülkede adalet yok olur. Haksızlık çok olur.Devlet parçalanır,yok olur.

          Dürüstlük temelinde ehliyet ve liyakata sahip yönetimlerle;huzur,mutluluk,refah vardır.

          Velhasıl,toplumlar layık olduğu düzenle yönetilirler.

          Ehliyet,liyakat,başarıyı,saygıyı,sevgiyi,onurlu yaşamayı getirir.

          Allah ehliyetsiz,liyakatsız yöneticilerden korusun!