DOST

DOST

Mehmet Ali Talayhan
Arkadaş kelimesi; iki kişi arasındaki yakınlık, sevgi ve dostluk manasında kullanılan kelimedir. Kullanıldığı yere ve zamana göre farklı anlamlar taşıdığı bilinir. Arkadaş kelimesinin kullanıldığı yere ve zamana göre de anlam değeri farklılaşır. Mevlana’nın “Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” sözü arkadaşın kimliği hakkında verilen bir hükümdür ve bu söz yüzyıllardan beri kullanılmaktadır. Arkadaş kelimesi; asker arkadaşı, yol arkadaşı, okul arkadaşı vs. gibi çeşitli yerlerde geçirilen muayyen zamanlarda birlikte olma ve kader birliği yapıldığının ifadesidir. Bazen ismini bile bilmediğimiz birisine arkadaş diye hitap ettiğimiz olmaktadır. Ancak bu hitap şeklinin pek de arkadaşça sayılmadığı zamanlar vardır. Gençler arasında kullanılan kız arkadaş, erkek arkadaş tabirlerini sıkça duymak mümkündür. Dost kelimesinin dilimizdeki zıt anlamının düşman anlamı taşımasına rağmen, arkadaş kelimesinin zıt anlamı yoktur.
Dost, insan ilişkilerini düzenleyen söz, yazı ve sanat faaliyetleri arasında en çok kullanılan kavramlardan biridir. Riyasız ilişkiler sırasında kavramın lafzı yerine içini dolduran davranışlar sergilendiğinde durgun suya atılan bir taş gibi çevresinde haleler sergileyerek yayılarak İnsanlar arasında en çok gıpta edilen davranış biçimine dönüşür. Bütün dinlerin ulularının en zor zamanlarında yanlarında olup, onlara destek veren dostları onlarla birlikte günümüze kadar gelerek onlarla birlikte anılarak adeta ebedileşmişlerdir. Ebedi dostluk adı verilen bu davranış dilden dile dolaşarak günümüze kadar gelmiştir. Son Peygamber Hz. Muhammed ile birlikte anılan mağara dostu Hz. Ebubekir, Müslümanlar arasında en çok anılanlardandır. Hz. Ali’nin tereddütsüz Hz. Peygamberin yatağına girerek gösterdiği davranış günümüz konuşmacılarının dostluğu açıklarken en çok kullandıkları hadisedir. Hz. Musa Hz. İsa ve diğer peygamberlerin yakın dostları da dini konuşmacıların metinleri arasında sıkça yer alır. Aziz olarak anılan bu insanların türbeleri ve mezarları; hatta ziyaret etikleri yerler kutsal yerler arasında dostlukları sayelerinde yer almışlardır. Hayat müşkülleri arasında insanın dayanak olarak aradığı yegâne varlık dosttur. İlkçağ felsefecileri dostluk kavramı üzerinde yaptıkları değerlendirmelerde dostluk kavramını bazı temeller üzerine bina ettiklerini biliyoruz. Bunlardan Platon (İ.Ö 428) ve Aristotales (İ.Ö 328) dostluğu adalet, özgürlük ve iyilik temelleri üzerine oturtarak dostluk kavramına felsefi bir açı kazandırmıştır. Dost kelimesinin semantik konusu filozofların en çok uğraştıkları konular arasında yerini almıştır. Dost kelimesi tam olarak felsefe değildir. Felsefeye yaklaşır ama bütünüyle felsefe olamaz. Onun yerine felsefenin dostlukla bir dostluk kurduğu ona yaklaştığı bütünüyle o olmadığı ancak onunla dostluk paylaştığı kanaati daha çok etkili olmuştur.
Bu üç kavram (adalet, özgürlük ve iyilik) üzerinde hem fikir olan felsefeciler dostunun başka biri ile dost olmasını aralarındaki ilişkinin biricikliğini sarsmayacağına inanmışlardır. Felsefecilerin dostluktan ne kastettiklerini felsefi metinleri incelemek suretiyle anlamak mümkündür. Felsefe ile dostluk birbirinin ayrılmaz parçalarıdır. Felsefe kelimesi Philos dost kelimesini ihtiva eder. Dostluk nedir, dost kimdir? Sorularının cevabını felsefi veya dini metinlerde arayanlar bunun cevabını kendilerinde bulmaya çalışırlarken hayatlarını göz önüne alarak kimlerle nasıl ve niçin dostluk kurduklarını ancak anlayabilirler.
Dost, Farsça kökenli bir kelimedir. Samîmi, riyâsız sevmek demektir. Zıddı ise düşman anlamındadır. Geniş manası ile başka sahalarda da kullanılmaktadır. Sevgili, yâr, canan da dost kavramı içinde değerlendirilir. Bir şeye ilgi duyan kimse manasında isim tamlamasının unsuru olarak da kullanılmaktadır. Fakir dostu, kitap dostu, para dostu, aile dostu. Bununla birlikte uluslararası sahada (dost milletler) tabiri kullanılmaktadır. Dost evlilik dışı ilişkilerde kullanılan tabirler arasında yerini almıştır. Orhan Veli bir şiirinde Aynada başka güzelsin/Yatakta başka/Aldırma söz olur diye/Tak takıştır/Sür sürüştür/İnadına gel/Piyasa vakti/Muhallebiciye/Söz olurmuş/Olsun/Dostum değil misin? Eşrefoğlu Rumî; Basiret gözünü açsın hakikat/Görsün ol ki nice dolmuş cihana delâlet-i dost. Tasavvuf inancında yer alan tabirler içinde Allah dostu tabiri en başta yer alır. Bu dünyada dost arayıp bulamayanlar için Allah’ı dost etmekle gerçek dost bulunmuş olur. Bütün çevreyi tarif eden iki kelime yanyana geldiğinde kısaca tarif edilmiş olur. Dost – düşman. Dost bildiği insanın ihanetine uğrayanlar da ihanetlerini dost kazığı diye tarif etmişlerdir. İlişkilerde ihtiyatlı olmayı tavsiye edenler dost var düşman var diyerek tedbirli olunmasını istemişlerdir. Davranışlarınızı iyi ve kötü niyetli insanları düşünerek sergilemeniz için dost var düşman var diyerek uyarılmak içinde bu kavrama başvurulmuştur. Dosta düşmana karşı da bu anlamda kullanılmaktadır. Herkes bir şey yapıyor bilsinler diye dostlar alışverişte görsün denilmektedir. Sevdiklerinde olmasını istedikleri bir şeyi dostlar başına denilerek arzu edilmiştir. Darısı dostlar başına, böyle bir gelin dostlar başına. Dost olmak yakınlık kuranlar arasındaki ilişkinin adı olmuştur. Dostlar başına tabirinin kinayeli kullanıldığı da vardır. Kötü şeylerin dostlar başına gelmesin diye dostlar başından ırak denilmektedir. Çevresindeki insanları tanımak adına dostunu düşmanını tanımak tabiri kullanılır. Dost kavramının en tatlısı birisine dilden ve gönülden dostum diye hitap edebilmektir. Birilerine karşı sergilenen güzel davranış şekli dostça olduğunda değer kazanır. Dostane davranış ancak bu şekilde olur. Riyasız ve karşılıksız. Alışverişte dostluk başka şekilde ifade edilirken dostluk başka alışveriş başka denir. Dostluk hisleri kuvvetli olan dost canlısı insan herkese nasip olur mu? Gerçek dostun ancak Allah olduğunu bilenler sadece aşıklar mı? Şairlerimizin şiirlerinde de yerini muhkem bir şekilde almıştır. Âşık olan gül gönderir dostuna (Karacaoğlan). Azrail hamle kılmadan gel gidelim dosta gönül (Yunus Emre). Cahit Sıtkı Tarancı Yaş Otuz Beş isimli şiirinin mısralarında dosttan ayrılığın acısına işaret eder. Hatırası bile yabancı gelir/Hayata beraber başladığımız/Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir/Gittikçe artıyor yalnızlığımız. Nazım Hikmet Dostluk adını verdiği şiirinde insanla baş başa kalanın yalnız dostluk olduğunu ifade eder. Bir haber vermeden haberimizi alırsın/Yedi yıllık yoldan kuş kanadıyla gelirsin/Gözümüzün dilinden anlar/Dilimizin sırrını bilirsin/Namuslu bir kitap gibi güler/Alnımızın terini silersin/O gider, bu gider, su gider/Dostluk, sen hep yanıbaşımızda kalırsın. Bedri Rahmi Eyüboğlu Dostluğumuz şiirinde; Dostluk dediğin güzel bir kitap/Hava gibi/Su gibi/Ekmek gibi/Vazgeçilmez bir tad/Sonuna kadar dayatmak şart/Dostluk dediğin eşsiz bir kitap/Sevmediğin sayfaları varsa atlar/Sayfayı kökünden yırtmak şart mı? Mısraları ile dostluğu ifade eder. Sait Faik Abasıyanık Kârlı Hava şiirinde; sana dostluğumu içimden söküp/Bahçene dikmeliyim… diyerek duygularını ifade eder. Aşık Veysel Şatıroğlu sadık dostu kara toprak olarak görmüştür. Dost dost diye nicesine sarıldım/Benim sadık yârim kara topraktır. Pir Sultan Abdal; Ötme bülbül ötme sen değil bağım/Dost senin derdinden ben yana yana… diyerek hasretini yansıtmıştır. Dostun ilgisizliğinden yakınanlar da olmuştur. Bunlar arasında büyük şairimiz Fuzuli’de bir şiirinde bunu açıkça ilan eder. Dost bî- pervâ felek bî rahm ü devran bî-sükûn/Derd çok çok hem-derd yok düşman kavî tâli zebûn
Tasavvuf uluları arasında zikredilen Aziz Mahmud Hûdayî ise; Feryâd edersin rûzu şeb/Bu derdine ne oldu sebeb/Gülden ne eylersin taleb/Dost gülşeninin bülbülü. Diyerek ilahi dosta kavuşmak için çektiği çileyi ifade eder.
Mevlâna dost kelimesini en çok kullananlar arasındadır. Mecnun değilim dost; lakin çağırırsan çöllere gelirim. Dostun olduğu her yer arzu edilen yerdir. Dostluğun ölçüsünü denizlerle ifade etmiştir. Deniz derindir durulmaz. Dostluk ebedidir unutulmaz. Git rüzgâr dostuma onu nasıl sevdiğimi anlat, mutluysa usulca geri gel yanıma. Mutsuzsa dostun her zaman yanında diye kulağına fısılda unutmasın yüreğim daima onunla. Sözümüzü Şeyh Edebali’ye ait deyişle tamamlayalım. Namertle dost olma/Mertlik bilmez/Yürek bilmez/Dost bilmez.
Meded ya DOST.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ