DEMOKRASİ,HUKUK,ADALET VE GÜVEN…!

DEMOKRASİ,HUKUK,ADALET VE GÜVEN…!

HÜR DÜŞÜNCE                                                                        ZEKERİYYA İLLEEZ

                                              DEMOKRASİ,HUKUK,ADALET VE GÜVEN…!

          Dünyada kimi toplumlar gelişerek değişmiş,kimi toplumlar değişmiş ama gelişmemiş, aksine bozulmuştur.

           Dünyada gelişen ve değişen toplumlarda; insanlar arası,toplumlar arası ilişkileri düzenleyen kurallar,insanlara hak ve ödev-görev  ilişkisinde sorumluluklar yüklemiştir.

          İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen,temel hak ve hürriyetleri belirleyen,temel örganların (yasama,yürütme,yargı),kurumların göreb ve yetkilerini belirleyen ana kanuna,anayasa diyoruz.

          Anayasa üstün nitelikte olup,normal kanunlar anayasaya uygun olmak zorundadır. Kanunlar ve uygulamalar anayasa hükümlerine aykırı olamaz.Tüzükler ve yönetmelikler kanuna aykırı olamaz.

          Değiştirilmesi zor ve kolay olan anayasalar vardır. Şayet anayasa hükümleri toplumun gerisinde kalıyor ise,yani elbise dar geliyorsa; ona uygun değişiklikler yapılabilir.

          Toplumun sürekliliği ve yaşamasını sağlayan örf-adetler,görgü,ahlak,din ve hukuk kuralları toplumun havası,suyu,toprağı gibidir.

          Hukuk; haklar bütünüdür. Hukukun niteliği ve toplumda yaşanması,o toplumun niteliğini belirtir. Kişinin birey haline gelmesi,sahip olduğu temel hak ve hürriyetlerle birlikte,hukuk çerçevesinde belli olur.

          Dünyada siyasal anlamda hakimiyetin kaynağına göre Monarşik(tek kişi),Oligarşik (gurup),teokratik (din),demokratik (halk hakimiyeti),hukuki yapılarına göre de basit ve birleşik devletler oluşmuştur.

          Ülkemiz Türkiye siyasal olarak demokratik,hukuki olarak  basit devletlere girmektedir. Ancak 2020’de de Başkanlık Sistemi devam etmektedir!

          Dünyada en gelişmiş ve insana değer veren  yönetim biçimi demokrasidir. Demokrasi karşıtı rejimler ;totaliter-otokrat yapıda olan tek kişi,gurup ,din hakimiyetini oluşturan faşizm,komünizm,teokratik rejimlerdir.

          Demokrasi “milli hakimiyet,hürriyet,eşitlik temel prensipleriyle halkın kendi kendisini yönetmesidir.

          Muhalefetsiz iktidar düşünülemez.Zaten de bu demokrasi olmaz.

          Demokrasilerde tek tip değil;farklı,çeşitli tercihlerin olabildiği hürriyet ortamı mevcuttur.

          Kanun karşısında herkes eşit hakka sahiptir. İrade tek kişi ve gurupta değil,halkın kendisindedir.

          Hür düşünce,hür fikir,hür irade esastır. Hürriyeti olmadığı yerde; sefalet,rezalet,cehalet,esaret vardır.

          Dünyaya baktığımız zaman demokrasinin en gelişmiş şekli “Hürriyetçi Demokratik Parlamenter Sistemdir.” Böyle yönetimde olan ülkelerin halkı insanca yaşama haklarına sahip,sağlıklı,huzurlu,mutlu bir hayat sürmektedirler.

          Demokrasi bir amaç,bir hayat (yaşama) tarzı olarak görülürse,insanlar hürdür. Ancak demokrasiyi kendi amacı için bir araç olarak görenler için geçici “trene binerim,durağıma gelince inerim” bir anlayışı ifade eder. Demokrasi kullanılmaz,yaşanır.

          Hukukun olmadığı yerde, büyük balık küçük balığı yutar. Güçlü,güçsüzü ezer. Hukukun üstünlüğü esastır. Adalet; haklıyı,haksızı ayırdetme işidir. Adalet mülkün temelidir. Adaleti çöken bir ülkenin her şeyi çöker.

          Hukuk ve adaleti ifade eden kurallar,kurumlar; görev ve yetkilerini hiçbir etki altında kalmadan yerine getirmelidir. Devlet yönetimlerinde adalet iyi işlemezse,devletin bütün ayarları bozulur.

          Adaleti sağlayan,yargı görevini yerine getiren bağımsız mahkemeler baskıdan uzak,hakim teminatı çerçevesinde,kanunlar ve vicdani kanaatiyle adaleti sağlamalıdırlar.

          Demokrasilerde ki kuvvetler ayrılığı (yasama-yürütme-yargı) na dayanan uygulama,liyakatıyla adaleti sağlar. “Kurunun yanında yaş” suçlunun yanında  mazlum,masum,mağdurlar suçlu addedilemez. Hakim karar vermediği sürece kimse suçlu sayılamaz.

          Ne zaman yargı sistemi etkilenmeye veya kullanılmaya çalışılmış ise o ülkede; adaletsizlikler,haksızlıklar,mazlumlar,mağdurlar çoğalmıştır.

          Darbeler ardından veya kendi amacına ulaşmak için misal; 27 Mayıs 1960’dan sonrası CHP’nin yargıyı 2. Şube  etkileme ve kullanma stratejisi,günümüzde de yargıyı tamamen kontrol altına alma,sanki tek adam talimatıyla yaşanan,AKP’nin uygulamaları,Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulunun düzenlenmesi,yargı mensuplarını psikolojik baskı altında tutma gayretleri,her ikisi de yanlış uygulamalar olmuştur. Yanlış yanlışla düzelmez. Bu tamamen güven kaybına sebep olur. Bunun sonuçları da millet,devlet,ülkemiz için ağır sonuçlar doğurabilir.

          Demokrasi,hukuk,adalet,güven içinde,insanlığın huzuru ve mutluluğu için yaşayalım.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ