DEMOKRASİ VE ADALETİ KULLANMAK…!

DEMOKRASİ VE ADALETİ KULLANMAK…!

HÜR DÜŞÜNCE                                                                  ZEKERİYYA İLLEEZ

                                              DEMOKRASİ VE ADALETİ KULLANMAK…!

          Toplumlar kendi yaşayış kurallarını oluşturmuşlardır. Bu kurallar,insanların davranışlarını sınırlandıran ve yönlendiren kurallardır. Örf-adetler,görgü,ahlak,din ve hukuk kurallarıdır.

          Toplumlar aynı zamanda sınırları belli olan bir vatan üzerinde siyasi ve hukuki otoritesini oluşturarak,devletlerini kurmuşlardır. Mesela; Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Ülke;Türkiye. Millet; Türk Milletidir.

          Her devletin siyasi ve hukuki yapılarına göre devlet şekilleri ve yönetim biçimleri vardır. Mesela; Türkiye siyasi yapaına (Hakimiyetin Kaynağına) göre demokratik devlete girer. Hukuki yapılarına göre Basit devlete girer. Yani bir anayasası,bir meclisi,bir hükümeti,bir yargı sistemi vardır. Yani Birleşik devlet değildir.

          Geçmişe ve günümüzde ki dünyaya baktığımız zaman; kimi devletler kişi ve gurup hakimiyetini ihtiva eden totaliter rejimlerle,kimi devletlerde demokrasiyle idare edilmektedir.

          Aynı zamanda her devletin hukuk sistemi vardır. Kişilerin birbirleriyle olan ilişkileri,devletlerle ilşkilerini düzenleyen haklar bütünüdür.Dünyada her devletin anayasası vardır. Hukuk sitemine göre anayasalar; kişilerin temel hak ve hürriyetlerini,yasama-yürütmr-yargı organlarının görev ve yetkilerini temel-ana kanundur.

          Bizim anayasamızda devletin şekli,Cumhuriyetimizin nitelikleri ve esasları 1.2.3. maddelerinde değişrtirilemeyen hükümler olarak ifade edilmiştir.

          Devletlerin hukuk sistemi ve uygulaması,o ülkede adaletin durumunu ifade eder. Hukuk sisteminin yaşanması güce göre mi,hak’ka göre mi?

          Demokrasi; halkın halk tarafından yönetimesi ise; tek kişi ve gurup hakimiyeti olmamalıdır. Hakimiyet kayıtsız şartsız milletin olmalıdır. Siyasi ve kamu hürriyetleri liyakatıyla yaşanmalıdır. Kanunlar karşısında herkes eşit durumda olmalıdır.

          Demokratik devletlerde ki  hukuk uygulamasının niteliği,adaletin tesiri daha gerçekçidir. “Berlinde hakimler var” sözü çok şey anlatır. Ülkemizde de “ Ankara’da hakimler var” dememiz gerekir.

          Kullanmak ve yaşamak önemlidir. Kullanmak biraz art niyet taşır. Mesela; dini yaşamak yerine kullanmak(Dindar değil,dinci-takiyyeci toplumların işi) Atatürk’ü anlama ve yaşama yerine,maske yapıp kullanma (Jakonbeler-Atatürk’ü deviyor gibi görünüp,çıkara göre kullananların işi) Demokrasiyi kullanma (Demokrat görünen ama yaşamayan,esas amacına ulaşmak ‘ trene binerim,istediğim durakta inerim’ anlayışında olanların) için araç olarak kullananların işi.

          Otokrat-totaliter yapılanmalı devletlerde kişi ve gurup hakimiyeti söz konusu olduğu için hukuk sistemi; tek kişi veya gurubun etkisinde ve yönetimindedir. Yani hukuk kuralları hak’ka göre değil güce göre işler. Güzçsüz olan daima haksız görünür.

          Dünyada demokratik devlet diye ifade edilen yapılanmalarda hukuk sistemi adaleti tesis etmelidir. Gerçekte demokratik gibi görünse de “Yarı Başkanlık, Başkanlık Sistemlerinde “ tek kişi ve gurup hakimiyeti oluşabiliyor. Yani demokrasi yaşanmıyor. Ama amaca ulaşmak için araç olarak kullanılabiliyor. Siyasi yapılanmalar amacına ulaşmak için; hukuk sistemi ve yargı organlarını ya doğrudan denetime-kontrole, yada uzaktan kumandalı televizyon gibi kullanabiliyor. Bu ise adaleti (haklıyı haksızı ayırdetme işini) değil adaletsizliği getiriyor. Yani kurunun yanında yaş da yanıyor!

          9.Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız Süleyman Demirel “Camiye siyaset girerse ibadet kalmaz. Mahkemeye siyaset girerse adalet kalmaz.” Sözü çok anlamlı olup,çok şey ifade eder.

          Yargının bağımsızlığı,hakim teminatı,suçsuz ceza olmaz vb.değerlerle birlikte mahkemeler (savcılar-hakimler) adaleti sağlamalıdır. Anayasamızın 138. Maddesi “Hakim ve Savcılar görvlerinde bağımsızdırlar. Anayasaya,kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kannatlerine göre hüküm verirler.. Hiçbir organ, makam,merci veya kişi,yargı yetkisini kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz,görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürürtme organları ile idare,mahkeme kararlarına uymak zorundadır. Bu organlar ve idare mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” İfadesine göre muktedir olanlar ‘yargıyı’ kendi amaçları doğrultusunda kullanmamalıdırlar.

          Devletin dini adalettir. Mahkemeyi etki altına alırsan adalet çöker. Adalet çökerse devlet çöker.(Belki bu durum TC Devleti yargı sistemini çökertip,yeni yargı sistemi ile başka bir devlet kurmak isteyenlerin ve ülkede gözü olanların amaçladığı bir şeydir.)

          Adaletsiz,zalim yönetimler, dünyada saltanat sürebilirler. Tuzaklanan,kandırılan,mazlum ve mağdur durumda olan gariplerin ah’ı indirir tahttan Şah’ı. Belki bu dünyada kandırırsın insanı. Ama öbür dünyada ki mahkemede kandıramazsın Allah’ı. Ey Gafil!

          Hukuk sistemi,adalet; mazlum ve mağdur üretmez. Mazlum ve mağdur sırtından kahraman olunmaz.. Hani nerede,Hz.Ömer adaleti?!

Not; Covid 19 Korona Virüsü şiddetli bir şekilde etkisini devam ettirmektedir. Temizlik,kişisel mesafe,maske takmaya özen gösterelim.Kurallara uyalım.Uymayanları uyaralım. Sağlık önemli!

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ