DEMOKRASİ DERKEN

DEMOKRASİ DERKEN

zekerriya

HÜR DÜŞÜNCE                                                                       ZEKERİYYA İLLEEZ

Zekeriyya_illeez@mynet.com                                        Em.Uz.Sosyal Bil.(Tarih)Öğretmeni

                                                         DEMOKRASİ DERKEN

          İnsanlık günümüze kadar gelen zaman diliminde bir çok yönetim şekilleriyle birlikte,devletlerini oluşturmuşlardır.

          Monarşik,oligarşik,teokratik yapılanmalar ardından demokratik devletler ortaya çıkmıştır. Hakimiyetin kaynağına-siyasi yapılarına göre olan bu devlet şekillerinden demokratik devlete,ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti de girmektedir.

          Ülkeler ve devletler siyasi yapılarına göre şekillendiği gibi hukuki yapılarına görede çeşitli (Birleşik-Basit) yapılanmalar içinde olmuşlardır. Ülkemiz Türkiye tek merkezden idare edilen,üniter yapıda; milli bir devlettir. Yani basit devletlere girer.

          Ülkemiz siyasi yapılarına göre demokratik,hukuki yapılara göre de basit devlete girmektedir. Ülkemiz bu yapısıyla başta İslam ülkelere,dünyanın diğer ülkelerine örnek bir devlettir.

          Osmanlıda ki Pantürkizim,Panislamizm,halkın kendi kendini yönetme düşüncesi gibi çeşitli siyasi akımlarla birlikte siyasi partileri oluşturmuştur. Ahrarlar-Hürriyet İtilaf,İttihat ve Terakki Partileri vb.

          1.Dünya Savaşı akabinde 1916 da Sicay-Picot,1918 Mondros Ateşkes antlaşmaları ardından Osmanlı bölünme ve parçalanma ile birlikte,Anadoluda da Türklük yok edilmek için işgal edilmeye başlanmıştır.

          Anadolunun işgaline en çok sevinen ve işgale destek verenler vücudun zehirli ve zararlı mikropları gibi zararlı cemiyetler etkili duruma gelmişlerdir. İngiliz Muhipler,Kürt Teali,Teali İslam vb.

          Mustafa Kemal liderliğinde yapılan Milli Mücadele de 23 Nisan 1920 de TBMM açılmış,29 Ekim 1923 te Cumhuriyet ilan edilmiştir.

         Cumhuriyet Halk fırkası,ardından Teakkiperver Cunhuriyet Fırkası,Serbest Cumhuriyet Fırkası ile çok partili siyasi hayata geçiş denemeleri ve nihayet şaibelide olsa 1946 seçimleri ile çok partili siyasi hayata başlatış ve 14 Mayıs 1950 de DP (Demokrat Parti iktidarı.

          Peygamber Efendimizin “Her şeyin aşırısı zararlıdır.” Sözü siyasette de uçlar-aşırılar her zaman etkinlikleri fazlalaşınca,zararlarıda fazlalaşmaktadır.

          Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin temel ve değiştirilemeyecek unsurlarına baktığımız zaman,bir binanın temeli ve tavanı sağlam olmazsa,binanın durumu malumdur.

          Zalim ve hakim unsurlar bu temel ve tavanı değştirmek,dönüştürmek,hatta kaldırmak isterler. Niçin? Çünkü;kendi amaçlarına engel gördükleri için.

          Dünya ve Türkiye siyasetinde olan merkez,merkez sağ-sağ,merkez sol-sol yapılanmalar vardır.

          Konuyu Türkiye siyasetinde biraz daha netleştirirsek;merkez ve merkez sağda,merkez solda;demokrat,liberal demokrat,sosyal demokratlar siyaset yelpazesinin geniş alanlarını oluşturmaktadırlar. Sol-aşırı sol,sağ-aşırı sağ siyasi hareketler,ideolojik yapılanmaları oluştururlar. Sosyalistler,Komünistler,Ateistler,ırkçı ve dinci (Fundamantalistler)yapılanmalar,siyasi yelpazenin diğer  diğer bölümlerini oluştururlar.

          Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Sivil toplum örgütleri, siyasi partiler,diğer kurum ve kuruluşlarla birlikte anayasa ve kanunlarda belirtilen hak,ödev ve yetkileri çerçevesinde demokrasinin bahçesini oluştururlar.

           Toplumda çeşitli kişiliklerde adamlar olduğu gibi,demokrasiyle idare edilen ülkelerde;siyasette farklı ve her görüşten akımlar ve partiler olacaktır.

          Yıkıcı ve bölücü nitelik taşımadığı,eylem ve uygulamalarda bulunmadığı sürece;her siyasi görüş ve düşünce ve partiler birbirlerine hoşgörü ve saygı içinde olmalıdırlar.

          Çeşitli fikir ve düşünceleri; hür düşünce,hür fikir,hür irade ile gerçekleşir. Demokrasi bahçesinde gül de olur,ayrık otu da olur. Güzellikler ve özellikler,çirkinlikler hep bir aradadır. O bahçede hangisi etkili ise bahçenin durumunu o ihtiva eder. Tıpkı vücutta ki zararlı ve faydalı mikropların etkinliği gibi.

         Demokrasiye karşıt olan rejimler,güçler;hep demokrasinin nimetlerinden büyüyüp gelişirler. Belirli bir güce ulaştıktan sonra faydalandığı demokrasi ve nimetlerini ortadan kaldırmaya çalışır.

          Totaliter,dikta düşünce ve fikre sahip akımlar demokrasiyi amaç değil  kandi amaçlarına bir araç olarak görmüşlerdir.

          Demokrasi,halkın kendi kendisini yönetmesidir. Kişi veya bir gurubun yönetmesi değildir. Hürriyet sınırsız değildir. Hürriyet,başkasına zarar vermeden her şeyi yapmaktır. Bu sorumluluk gerektirir.

          Temel hak ve özgürlüklerin en iyi ve en geniş yaşandığı rejim demokrasidir. Zaman zaman temel hak ve hürriyetler sınırlandırılır,kaldırılır. Olağanüstü Hal(sivil yönetimde),Sıkıyönetim(Askerin yetkisinde),Seferberlik,Savaş hali  gibi durumlarda sınırlandırılır veya kaldırırlır.

          Demokrasiyle idare edilen ülkelerde temel hak ve hürriyetler hangi hallerde kullanılamaz? -Temel hak ve hürriyetler,temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmak için kullanılamaz. -Cumhuriyet ve demokrasiyi ortadan kaldırmak için, -Dil,din,ırk,cins ayrımı yapmak için, -Bir sınıfa,guruba dayalı devlet kurmak için, -Ülkeyi bölmek ve parçalamak için kullanılamaz!

          Dünyada en gelişmiş yönetim şekli-rejimi demokrasidir. Onunda en gelişmişi temsili demokrasiye giren Hürriyetçi Parlamenter Sistemdir.

          Hürriyetçi Parlamenter Sistemin bir şekliyle ortadan kalkması,otokrat-totaliter yapı ve anlayışın gelmesi demektir.Milletin gerçek iradesi yerine kişi ve gurup hakimiyetini hakim kılmaktır. Bu ise doğrudan diktatörlüktür.

          Demokrasiyi yaşamak başka kullanmak başkadır.Yaşamak,demokratik olgunluğa ulaşanların işidir. Kullanmak,kendi amacına araç yapmaktır. Yaşamkta içtenlik,samimiyet,inanç,bağlılık,iyi güzel,doğru duygular vardır.  Kullanmakta ise egoizm(çıkar),nefis,kurnazlık,art niyet,yalan,talan vardır. İyi,güzel,doğru davranışlar söz konusu değildir.Sahtekarlık söz konusudur.

          Demokratik olgunluğa erişmeyen toplumları yönlendirme,kışkırtma, kullanma ve istismar kolaydır.

          Diktatörlerin en çok korktuğu,demokrasi yönetiminin daha da gelişmesi,etkinleşmesi,toplumunda demokratik olgunluğa ulaşmasıdır.

          Demokratik olgunluğa ulaşan kişi ve toplumlar; kişi ve olaylardan önce düşünce ve fikre önem verirler. Çünkü; dil;düşünce ve fikrin dışa yansımasıdır. Somut hali ise;davranış şeklidir.

          Kibar,nazik,hoşgörülü,alçak gönüllü,sevgi ve saygı içinde olanlar insanlığın ışıklarıdır.Onlar demokrasinin gül gibi çiçekleridir.

          Demokratik olgunluğa sahip kişiler ve yöneticiler; diktatör ruhlu değil,sevecen,güleryüzlü,güven veren,halka tepeden bakmayan,yalan söylemeyen,sahtekar olmayan nitelikte olurlar. İyi,güzel,doğru davranışlar içinde olurlar.

          Bu konuda başta en büyük demokrat Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Galip Hoca(Nahnut Celal Bayar),Fuat Köprülü,Refik Koraltan,demokrasi şehitleri Adnan Mendeeres,Fatin Rüştü Zorlu,Hasan Polatkan vb. 6 defa gidip 7 defa gelen,aslında demokrasi dersi veren Süleyman demirel’i rahmet ve minnetle anıyorum.

          En az kötü,yani en iyi rejim demokrasidir.

          Dünyada madde ve mana olarak gelişmiş,huzuru ve mutluluğu yaşayan ülkeler,demokrasiyle yönetilen ülkelerdir.

          Demokrasi bahçesine sahip olalım.Demokrasi bahçesini ayrık otlarına teslim etmeyelim.

          Milleti mutlu,devleti güçlü olan,Hür,Demokrat Büyük Türkiye’yi gerçekleştirlim.

          “Hürriyetin olmadığı yerde;sefalet,rezalet,cehalet ve esaret vardır.” Zekeriyya İlleez

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ