BORALTA KÖPRÜSÜ OLAYI…!

BORALTA KÖPRÜSÜ OLAYI…!

HÜR DÜŞÜNCE                                                                           ZEKERİYYA İLLEEZ

                                                         BORALTA KÖPRÜSÜ OLAYI…!

          KTÜ (Karadeniz Teknik Üniversitesi) İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç Dr.İsmail Köse,araştırma ve elde ettikleri bilgiler çerçevesinde Türkiye’ye sığınan subayların Sovyetler Birliğine iadesi sonrası 193 kişi sınırın karşı tarafında kurşuna dizilerek,katledildiği belirtilmektedir.

          Bu olay, 12 Ağustos 1949’da imzalan Cenevre Sözleşmesinden  önce 1945’te gerçekleşmiştir.

          Cenevre Sözleşmesinden önceki teamül uygulamasında; “Savaşa dahil olmayan tarafsız devletlerin,kendilerine sığınan svaşan devlet askerlerinin silahları alınarak enterne ettiklerini ve bir kampa yerleştirerek,beslenmeleri sağlanıp,zarar görmelerinin engellendiğini,böylece o askerlerin gidip diğer ülkeler aleyhine casusluk yapmasını ve savaşmasını engellenmiştir. Savaş bittiğinde bu askerler,isterlerse ülkelerine iade edilir,istemeslerse iade edilmezlerdi.”Teamül bu idi.

          Türkiye’ye; Yunanistan, Arap Coğrafyasından,Ruslarla savaşmakta olan Azerbaycan ve Orta Asya’dan Müslüman asker ve subaylar,firar ederek sığınmıştır. Türkiye’ye sığınan askerlere kamplar kurulmuştur. Adana,Yozgat,Anakara gibi.

           1945 Jossef Stalin,Türkiye’ye sığınan askerlerin iadesini talep eder. 1943’ten beri Boğazlar konusunda baskı kuran Sovyatler Birliği,galip devlet olarak baskılarını daha da çok artırmıştır.

          1945 yılında İnönü,Bakanlar Kurulu kararı ile Stalin’in tepkisini yatıştırmak için sığınan subaylar ve mültecilerin bir kısmını iade etme kararı aldı.

          Mülteciler Kars Kalkandere’ye sevk edildiler. Mütekabiliyet esasına göre,Türkiye’den Sovyetler Birliğine kaçmış solcu subay,yazar ve düşünürlerin Türkiye’ye iade talebini Sovyetler Birliği yerine getirmemiştir.

          Sovyetler Birliğine gönderilen mülteciler 247-400-195 diye ifade edilmektedir. İlk partide 195 kiş iade edilemsine kaar verilmişti.Bunların ikisi kadındı. Önce Erzurum,oradanda Kars Kalkandere’ye gönderildiler. Böylece Türkiye’de ki subaylar savaş hukukuna aykırı Sovyetler Birliğine iade edilmiş oldu.

          Doç.Dr.Köse’nin araştırmalarına göre karşıya geçen ikisi kadın mültecinin ayrılması ardından,193 mülteci hemen orada kurşuna diziliyor. Bu teslim ve katletme tarihi tesadüf 6 Ağustos 1945 Hiroşima’ya (ABD Japonya’ya)  ilk atom bombasının atıldığı tarihtir.

          Sovyetler Birliği,Türkiye’den kaçanları iade etmediği için,Türkiye de kalan mültecileri iade etmemiştir.

          Bu konu 1950 de (14 Mayıs 1950 Genel Seçiminden sonra) DP iktidara geldikten sonra çok tartışılmıştır. Bu 1950 de sonra gazetelerde İsmet İnönü’nün 7 günahı şeklinde yer almıştır. DP Milletvekilinin birisinin akrabası Sovyet asıllı Almanya’dan gelen iki öğrencininde kafileye dahil edilip göndermeleri bir çok tartışmalara sebep olmuştur.

          1850’li yıllarda Macarlar-Polonyalılar Rusya’ya karşı isyan etmişlerdi. Osmanlı devletine sığınanalrı,Çarlık Rusyas iadesini talep etmişti..Osmanlı devleti savaşla tehdit edildiği halde iade etmemiştir.

          Boraltan Köprüsü olayı,2. Dünya Savaşı sırasında Türkiye’nin çok zor durumda olduğunun göstergesidir.

          Öteden beri Karadenizi bir göl haline getirmeyi,boğazları da kontrol altına alarak Akdeniz’e inmeyi düşünen Çarlık Rusyası ardından Lenin-Stalin yönetiminde ki Sovyetler Birliği,fırsat buldukça boğazlarda yönetim hakkı,Kars ve Ardahan’ı istemektedir. Stalin, Atatürk’ün vefatından önce bir denemiş,sert tepki gelince vazgeçmiş veya böyle bir düşüncelerinin olmadığını belirtmiştir. Ancak 2. Dünya savaş’ının şartlarında emperyallerin sol kolu sıfatıyla,yine istek ve baskıları artırmıştır. Bu istek ve baskılar ülkede ki vatansever ve Türk Milliyetçileri tarafından sert tepkiyle karşılanırken (1944) zor durumda kalan İnönü ABD’den destek istemiştir. Emperyallerin sağ kolu olan ABD bunu fırsat bilip,bir çok isteklerde bulunmaya başlamıştır.

          Stalin’e karşı mücadele eden Türkiye’ye sığınan Türk asıllı subaylar ve mülteciler Türkiye’ye çok güvenmekteydiler. Ancak Stalin’in sert ve israrlı tavrı sonucu,Türkiye de Sovyetler Birliğine kaçanların Türkiye’ye iadeleri karşılığında 195 kişi teslim edilmiştir.

          12 Ağustos 1949 Cenevre Sözleşmesi öncesi gelişen bu olay,TC Devletinin Milli Şeflik (İnönü) döneminde,sığınmacıların iadesi,Türk siyasetinde  tasvip edilmeyen bir durum ortaya çıkarmıştır. Daha Boraltan Köprüsünden geçip,iki kadın ayrılarak 193 mültecinin hemen kurşuna dizilmesi;acımasızlığın,hukuksuzluğun kötü bir örneğini teşkil eder. Türk tarihine baktığımız zaman böyle bir durum hiç yaşanmamıştır.

          1967 yılnda Kızıl Çin’den kaçan 70 esir Türk’ü sahiplenen Başbakan Süleyman Demirel; “Türk ve Türklük ölmez. Asırlar gelir geçer,fakat Türk ve Türklük yaşar.” Diyerek kaçan Türkleri iade etmemiştir.!

          Boraltan Köprüsü olayı,geçmişten ders almamızı sağlayan önemli bir olaydır. Günümüzde ki ve gelecekte ki devlet yöneticileri bu olaydan ders almalılar.

           İstiklal Marşı yazarımız Mehmet Akif;” Sen tarihten ders alırsan,tarih hiç tekerrür eder mi” ne güzel bir tespit ve işaret ortaya koyuyor.

          Ramazan Bayramımız Mübarek olsun.Hayırlara vesile olsun.İnşaallah.

Not; Covid 19 Corona Virüsünün etkisi şiddetle devam etmektedir. Temizlik,kişisel mesafe,maske takmaya özen gösterelim. Kurallara uyalım.Uymayanları uyaralım.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 1 YORUM
  1. Zekeriyya dedi ki:

    Boraltan Köprüsü olayı ders niteliğinde bir olaydır. (Sehven 1947 yazılmış) 1967 yılında Süleyman Demirel Kızıl Çin ‘den gelen Türk ‘ü iade etmemiştir!Selamlar.

BİR YORUM YAZ