BİR MUSİBET…!(2)

BİR MUSİBET…!(2)

zekerriya

HÜR DÜŞÜNCE                                                                             ZEKERİYYA İLLEEZ

                                                         BİR MUSİBET…!(2)

          Bütün insanlar dünyanın değişiminden sorumludur.

          Allah’ın insana verdiği akıl ve düşünce  temelinde(Cüz’i İrade-Hazine) oluşan bilim insanlık için iyi,güzel,doğru,sağlık içinde yaşanmasının esası olması gerekirken;belirli güçlerin elinde (güç bende anlayışı ile) hakimiyet aracı olarak kullanılmaktadır.

          Dünyada bilim ve teknoloji de gelişemeyen,bilim insanı olduğu halde onları desteklemeyenler,insanlığın geleceğine en büyük kötülüğü yapmış olurlar.

          İnsanlığın en önemli sorunlarından biri sağlıktır.Zihnen ve bedenen sağlıklı toplumlar,verimli topraklar,temiz hava ve temiz su gibidir. Böyle toplumlar dünyada kültür ve medeniyet yarışında olan toplumlardır. Bu toplumların varlığı dünyanın sigortasıdır. Böyle toplumlar idol toplumlardır.

          Böyle toplumlara karşı art niyetli,tek merkezli,tek güç anlayışı içinde birleşen uluslar arası güçler; dünyada örgütledikleri ağları ile birlikte insanlığın baş düşmanı,iblis’in en önemli aktörleridir.

          Dünden bügüne olduğu gibi geleceğe yön verecek bir çok gelişme ve değişmeler olmuştur. Hala da bu devam eder. Bu gelişim ve değişim süreci içinde,dünya toplumlarında yeni yapılanmalar ortaya çıkmıştır. Bu yapılanmalar önemlidir.

           Kendi geçmişimize baktığımız zaman,Osmanlı devleti çökertilmiş,bir çok devletler ortaya çıkmıştır. Bunun da en büyük yükü azabını Türkler (Türk Milleti) çekmiştir.

          Osmanlının parçalanmasından sonra ortaya çıkan devletlerden birisi de,icazetle değil Milli Mücadeleyle kazandığı,Lozan Antlaşmasını yaptığı,Atatürk’ün liderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletidir.

          Dünyada ki insanlık;sömürgecilik hareketleri ve savaşlar sonucu,bilim ve teknolojide ki gelişimleri ve değişimleri takip edemeyen toplumların sorunları;açlık,fakirlik,salgın hastalıklarıda beraberinde getirmiştir. Bu ülkeler bilim teknolojide güçlü olan devletlerin kobay ülkeleri veya sömürge ülkeleri haline gelmişlerdir.

          Diğer taraftan güç odaklarının bilim ve teknolojik rekabetleriyle birlikte paylaşma çabaları; mevcut yeraltı ve yerüstü kaynaklarını geçirirken;uyuşturucu,terör yoluyla dengeleri bozarken; topluluklarıda kobay gibi kullanarak;insanlık alemi psikolojik tehdit altına alınmaya çalışılmıştır.

           Biyolojik ve kimyasal savaşlar ile insanlığın kendilerine itaatkar olması sağlanırken; bu gelişmelere karşı daha bilinçli ve dirençli olan 1940-1960 arası doğan nesillerin tasviyesi amaçlanmaktadır.. Çünkü; bu nesil okuyan,tartışan,fikir üreten,mukayese ve muhakeme yapan,ne-niçin-neden sorularıyla sebep-ilişkileri kurarak sorgulayan,hazırcı değil üretken bir nesildir.

          Yukarıda ifade ettiğimiz özellikler ve nitelikler dışında olan nesil uluslar arası güç odakların emrinde olarak dünya yönetiminin aktör ve maşaları olacaklardır.

          Bu hazırcı ve biatçı nesil efendilerin emrinde dünyada etkin hale gelecektir.

          Dünyada Farabi,İbn-i Sina,İbn-i Rüşd’ler ortaya çıkarmış,dünya bilim teknolojisine katkıda bulunmuş olan Türk-İslam alemi niçin güç ve kaynaklarını Türk-İslam Bilim Merkezi kurmak için kullanmazlar? Bunu irdelemek ve cevabını vermek zorundayız!

          Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduktan sonra 1928’de kurulan Refik Saydam Hıfzsıhha Enstitüsü ilaç,aşı,serum gibi ilmi araştırmalar yapmış,bulmuş veya geliştirmiştir.

          Bu bilim temelinde ki sağlık kuruluşu,nedendir bilmiyoruz,2011 yılında kapatılmıştır! Oysa bu kuruluş,1938-1939-1940’larda dünyada ki Kolera salgını dolayısıyla Çin’e bir milyon Kolera aşısı göndermiştir. Atatürk döneminde kurulan sağlık-bilim merkezi,çalışmaları bizim için olumlu örnektir.

          Atatürk diyor ki;” Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir.” Hacı Bektaş-ı Veli “İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.”

           İlim,Allah’ın insanlara verdiği akıl ve düşünceden doğan (Cüz’i İrade-Hazine) hazinedir. Değerini bilelim,yaşayalım..

Devam edecek…..

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ