ALFABE BİRLİĞİ OLUR MU?.

ALFABE BİRLİĞİ OLUR MU?.

26-27 Eylül 2022 tarihlerinde Türk Dünyası Alfabe Birliği Çalıştayı yapıldı. Türk Cumhuriyetleri’nin Aksakallılarının iştirak ettiği toplantıya başkanlığı Aksakal Binali Yıldırım yaptı. Türk Dünyası kültür başkenti olarak Bursa bu toplantıya ev sahipliği yaptı. Toplantıya davet edilenler arasında Türk Edebiyatı Vakfı da vardı. Vakıf Başkanı Serhat Kabaklı’nın bu toplantıda senin de bulunmanı istiyorum bizimle gel demesi ile ben de katıldım.

Böyle bir toplantının haberini okumuş ve keşke ben de katılabilsem diye içimden geçirmiştim. Başkanın teklifini nazlanmadan kabul ettim. Daha çocuk yaştan itibaren Türk Dünyası ile ilgili ne varsa, metin ise okumak, sohbet ise dinlemek için büyük uğraşlar verdiğimi hatırlıyorum. 1991 yılından itibaren bağımsızlıklarını elde ederek kurulan yeni Türk Cumhuriyetleri’ni birçok arkadaşımın ziyaret intibalarını dinledim. Gezi notlarını yazanların yazdıklarını büyük bir heyecan ile okudum. Aslında gençlik yıllarında ilk okuduğum kitap olan Mehmet Turgut’ un ‘Taşkent’e Doğru’ isimli kitabı hala hafızamdadır. Daha sonra başkaca kitaplar da yazıldı. Bilimsel kongrelere gidenlerin yazdıkları ve Dr. Müjgan Cumbur’un Afganistan’ da sabah otelinin karşısına gelerek kaval çalan Türk’ü anlatışını hiç unutamam. Kongreye katılanların ülkelerinin bayraklarını otelin önünde asılı gören Özbek çoban Türk Bayrağı’nı görmüş ve ben bu kavalı çalarsam mutlaka gelir beni görür diyerek her sabah otelin yakınına sürüsünü getirip kaval çalarmış. Bunu anlayan Dr. Müjgan Cumbur’un o çobanla görüşme sahnesini bir makalesinde anlatmasını bütün uzuvlarım titreyerek okuduğumu hatırlıyorum.

Bursa’ ya Türk Edebiyatı Dergisi Genel Yayın Yönetmeni İmdat Avşar da büyük bir heyecan ile katılımcı olarak katılacaktı. Muhtemelen kendi intibalarını yazacaktır. Geniş bir sahneye önce Türk dünyasını sembolize eden müzik icrası yapıldı. Dinleyicilerin büyük bir ekseriyetinin sözlerini anlamasalar da müziği huşu içinde dinledikleri alkış seslerinden anlaşılıyordu. Kulak ve gönül doygunluğu bu olsa gerek. Türk Dil Kurumu tarafından verilen ödüllerin takdimi sırasında yapılan konuşmaların bazılarında sitem de vardı. KKTC’den İsmail Bozkurt eski bir mücahit olarak Kıbrıs Türkü’nün var olma yok olma mücadelesine fiilen katılan biriydi. Türk Devletleri Topluluğuna KTTC’nin hâlâ dahil edilmeyişine sitem etti. Kırgız Aksakalı’nın tercüman kullanarak konuşması dikkat çekmişti.

Binali Yıldırım, yıllarca bakanlık ve başbakanlık yapmanın tecrübesiyle Türk Dünyası’nın meselelerini kısa bir özetini rahat bir şekilde yaptı. İşin doğrusunu isterseniz bunu beklemiyor camdan konuşacak diye düşünüyordum. Konuşmasından tatmin olduğumu ifade etmek isterim. Ancak, ömrünü ve mesaisini gençliğini heyecanlarını Türk Dünyası için harcamış olanların bu çalışmaya kayıtsız kalarak katılmamalarını bir türlü anlayamadım. Türk Dünyası birbirini anlayacaksa bunun yolu alfabe birliği değil mi? Bütün kapıları açacak olan dildir. Bugün Azerbaycan ile Türkiye arasındaki münasebetlerin daha sıkı olmasının sebeplerinden biri de dildeki yakınlıktır.

Türkçülüğün ulu çınarlarından Gaspıralı İsmail’in veciz sözü çalıştayın ismi olarak belirlenmişti. Dilde, fikirde, işte birlik. Ayrı devletler olmamız bu veciz sözlerin gereklerini yerine getirmek için çalışmamıza ve gayret göstermemize engel değildir. Her bir cumhuriyetin devlet olarak hepsinin eşit haklara ve statüye sahip olduğunu anlamak lazımdır. Kimse kimsenin büyüğü, ağabeyi, koruyucusu, hamisi değildir. Devletlerin tecrübeleri, bilimde, eğitimde, sağlıkta ve diğer sahalarda sahip oldukları imkânları her biri için kullanarak dayanışma içinde olmaları doğru olandır. Alfabe birliği ile birlikte kültür ve eğitim sahalarında yapılacak iş birliğinin sonucunda açık olan gönül kapılarıyla birlikte imkânlarda zaman içinde bölüşülecektir. Son yüz elli yıl içinde Türkler toplu katliama, soykırıma uğramasaydılar bugün dünya nüfusunun büyük kısmını Türkler oluşturacaktı.

Basının ilgisinin olduğunu söylemek zor. Protokol dışında ilginin olduğunu söylemek ise daha da zor. Bursa kültür başkenti olarak okullardaki Edebiyat ve Türkçe öğretmenlerinin çalıştayı takip etmeleri sağlanmalıydı. Salonu doldurmak amacıyla ilgisiz öğrenci grubunun bir müddet için salona getirilmesi ise garabetti.

Türk Devletler Topluluğu Aksakallar Heyeti’nin de iştirak ettiği çalıştay sonunda bir sonuç bildirisi hazırlandı. Bu bildiriye göre kurulan komisyon kendi ülkelerinin siyasi otoriteleri ile kuracakları irtibatlar sonrasında hazırladıkları raporları Aksakallar Heyeti’ne sunmaları kararlaştırıldı. Türk Dili’nin en büyük eseri Divan-ı Lügat’it Türk müellifi Kaşgarlı Mahmut’un memleketi Doğu Türkistan’dan bahsedilmemesi de bir garabetti. Türk Dünyası Aksakallar Heyeti; Balkan Türklerini ve Rusya Federasyonu içindeki Türkleri de içine alan alfabe çalışmasına dahil etmeleri eksiklikleri giderecektir.

Toplantının eksik yönlerinin olmasına rağmen gelecekte gerçekleşecek olan ‘dilde, fikirde, işte’ Türk Birliği’nin ilk adımı olması büyük dileğimizdir.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ