ADALET…

ADALET…

zekerriya

HÜR DÜŞÜNCE                                                                             ZEKERİYYA İLLEEZ  illeezzekeriyya@gmail.com                                          Em.Uz.Sosyal Bil.(Tarih)Öğretmeni

                                                                 ADALET…

          İnsanlığın ilk dönemlerinde güçlü olan kazanırdı..

          İnsanlar arası ilişkiler,Allah’ın vermiş olduğu akıl ve düşünceyle,kurallar haline gelmiştir.

          İnsanlar arası ilişkiler sonucu oluşan kurallar manzumesi;insanların davranışlarını sınırlansıran ve yönlendiren kurallardır..

          Bu kurallara uyma ve uymama durumu,yaptırımları ortaya çıkarmıştır. Bu durum insanların davranış hadlerini belirlemiştir.

          Mevlana’ya sormuşlar,’her şeyi biliyorsun,başka ne biliyorsun?’ Denince,Mevlana ‘haddimi bilirim’ demiştir.

           Sosyolojik olarak insanlar; klan,site(kent),feodalite(Derebey),,kırallık,imparatorluk,günümüzde ise; en gelişmiş demokratik toplum olan millet gerçeğine ulaşmıştır.

          Dinimizi ifade eden Kur’an da;insanlar yapı olarak üç gurupta tarif edilmiştir. Mütedeyyin(dindar),Münafık (ikiyüzlü,sahtekar…),Münkirler (inkar edenler).

          Adalet;hak ve eşitlik olarak ifade edilmekle birlikte,esasta;haklıyı haksızı,suçluyu suçsuzu ayırt etme işidir. Burada temel esas güç değil,haktır.

          Hz.Ömer döneminde Mısır’da bir cami yapılır. Cami,ruzası olmayan Yahudinin arsasına yapılır. Dava-şikayet konusu olur. Adaletiyle meşhur Hz. Ömer Caminin yıkılmasını ister. ‘Cami yıkılırsa başka bir yere cami yapılır’ der. ‘Din kişi,toplum içindir. Adalet yıkılırsa devlet yıkılır’ der.Devletini mumunu devlet işi yaparken,kendi mumunu kendi işini yaprken kullanan Hz.Ömer,adil tavrını burada da ortaya koyar.

          Hz.Ali ‘Devletin dini adalettir’ demiştir.

          Adalet içinde yaşamak,adaleti yaşatmak,insanlar arasında ki ve  devlet kurumlarına olan güveni artırır. İnsanlar temel hak ve hürriyetlerini ona göre yaşar. Kendisinden başka insanlarında temel hak ve hürriyetlerinin olduğunun farkına varır.

          İnsanlar korkusuzca yaşar. Çünkü;adaleti mülkün temeli olarak görür.

         Totaliter temelde olan diktatör yönetimlerde,adalet güç demektir.. Böyle yönetinlere yalan,talan,rüşvet,riya revaçtadır. Yalakalık doruk noktasında,kişilikler-karekterler yerlerde sürüklenir.

          Arsız,kişiliksiz insanların etkin olduğu toplumlarda,kurallar anlamına göre değil,tek kişinin sözüne veya kişinin kendi kurallarına(racon) güya adalet sağlanır.Bu adaletsizliktir.

          Yalancı ve kişiliği bozuk kişilerin etkili olduğu toplumlarda;tıpkı zararlı mikropların vücutta etkili olması veya vücudu istila etmesi gibi devlet  kurum ve kuralları bozulur, yıkılır.

          Toplum adaletle yönetilemiyorsa;toplumda eğitim yetersiz ve halk cahil kalmıştır. Cahil toplumlarda adaletsizlik,hakimiyet ve korkutmak için daha kolay kullanılır. Cehaleti ve adaletsizliği yok edemeyen toplumlar,medeniyet yarışında iddialı olamadığı gibi yıkılmaya ve köleliğe mahkum olurlar.

          Fatih Sultan Mehmet’in ifadesiyle;’ Kadıyı satın alırsan adalet yıkılır.Adalet yıkılırsa devlet yıkılır.’Atatürk,’Devletin kaides-i adalet yıkılırsa,devlet yıkılır’ der.

          İnsanımızın davranışlarını sınırlandıran ve yönlendiren,sosyal davranış kurallarına(Örf-adetler,görgü,ahlak,din,hukuk kuralları)  uygun yaşamalıyız.

          Yargıya(mahkemeye) güvenirlik, hakim teminatı,,suçsuz ceza olmaz,masuniyet karinesi,hakim karar vermediğiş sürece kişi suçlu addedilemez ilkeleri,adaletin sağlanması,yargı bağımsızlığında ki temellerdir.

          Geçmişte ki adaletsiz yönetimlerin akibeti herkese ders,ibret ve aynı zamanda doğru karar vermede ilham kaynağı olmalıdır. Ders alalım ki;adaletli,huzurlu,mutlu yaşamasını becerelim.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ