2021 YILINA GİRERKEN

2021 YILINA GİRERKEN

HÜR DÜŞÜNCE                                                                         ZEKERİYYA İLLEEZ

                                                         2021 YILINA GİRERKEN

-PANDEMİ

-ALTIN –SİYANÜR

ADALET DERKEN…!

          Kimisinin labaratuvarlarda üretildiği,kimisinin hayvanlardan bulaştığı ifade edilen,Çin’in Vuhan Bölgesinde yayılan ve dünyaya yayılan COVİD 19 CORONA Virüs olarak adlandırılan salgın; 2019 da ortaya çıkmakla birlikte,ülkemizde 2020 Şubat-Mart  aylarında tedbirler alınmaya başlanmıştır.

          2020 Mart ayında ülkemizde ve bütün dünyada; zengin-fakir,genç-yaşlı,kadın-erkek-çocuk demeden herkesi etki altına almıştır. Bu virüs bütün insanlığı tehdit eder hale gelmiştir.

          Sanki kurulmuş plak gibi 1720-1820-1920-2020 de salgınların olduğu ifade edilirken; kimileri bu virüsün insanlığı cezalandırmak için geldiğini,kimisi de  dünyada ki insan sayısını azaltmak için üretildiğini,kimileri de uluslar arası güç odaklarının psikolojik savaşla birlikte,biyolojik ve kimyasal savaşla birlikte insanlığı kontrol altına almak istediği şeklinde tartışma konusu olmaya devam etmektedir.

          Ülkemiz ve dünya “ Temizlik,kişisel mesafe,maske takma” kurallarına özen gösterse de 1.2.3. evre ve devrelerden söz edilmektedir.

          Bütün bunlarla birlikte ülkemizde ve dünyada aşı çalışmaları hızla devam etmektedir.Bu aşı çalışmaları çeşitli tartışmalarıda beraberinde getirmiştir.. Mesela Almanya da Türk asıllı aile aşıyı bulduklarını %90 etkili olduğunu açıklarken,ertesi gün ABD de bir başka gurup %94 etkili olan aşı bulduklarını ifade ederlerken,bütün dünyada aşı rekabetinden kaynaklanan açıklamalar,aşı vurunmama dedikodusuna kadar ulaşmıştır.

          Çin,ABD,Rusya,Almanya,İngiltere ve ülkemizde aşı çalışmaları hızla devam etmektedir. Dünya eczacılık sektörünü elinde bulunduran baronlar (Yahudi Baronlar) başka ülke devletlere engel olmaya çalışmaktadırlar. Bunlar DSÖ’ne de(Dünya Sağlık Örgütüne) hakim durumdalar! Bulunan aşıların uluslar arası boyutta ki onay kurumları ve kimi şirketler,insan sağlığından önce kar peşindedirler.

          Bütün bunlar insanların görmediği veya görmek istemediği gerçekleri ortaya çıkarmıştır.

          Allah’ın varlığına ve birliğine iman etmiş olan bizler,bu salgının Allah’ın vermiş olduğu maddi ve manevi nimetlere şükretmeyi,Allah’a dua etmeyi bize göstermiştir. Ancak Allah,insanlara akıl ve düşünce vermiştir. Bilimde bu akıl ve düşünceden çıkmış,gelişmiştir. Akıl ve düşüncesiyle yaşayan insan,her türlü söz ve davranışlarından da sorumludur.

          İnsanlar akıl ve düşüncesiyle gelişmek durumundadır. Bu salgın sebebiyle bilimin ne kadar önemli olduğunu anlamış durumdayız.

          1930’lu ve sonra ki yıllarda Refik Saydam Hıfzı Sıhha Enestitüsü Tifo başta olmak üzere bir çok hastalıklar için aşı üretip başta Çin olmak üzere dünya ülkelerine aşı göndermiştir.2011 yılında Hıfzı Sıhha Enestitüsünün dağıtılması veay kapatılması,2020 Türkiye’sinde bilimsel kuruluşların ne kadar değerli olduğu anlaşılmıştır.

          2020 Türkiye’sinde COVİD 19 CORONA Virüs salgınını önlemek için muhakkak ki Allah’a dua edeceğiz. Kurallara uyacağız ama bilimde de muhakkak ileri gitmemiz gerketiğini de anlamalıyız.

          Bilimde ileri olan ülkeler,bu tür felaketlerde başarılı çalışmalar yaparak,bütün insanlığı kurtaracak buluşlar gerçekleştirmişlerdir.

          Allah’a dua et. Allah’ın vermiş olduğu akıl ve düşünceyle bilimde ileri git ki; medeniyet yarışında hür insan ol.Köle olma!

          İnsanlık bilim ve teknolojide geliştikçe; yerin altı,yerin üstü ve havada ki nimetleri değerlendirmektedir. Bilim ve teknolojide ileri giden ülkeler,medeniyet yarışında önde olabiliyorlar. Ama medeniyeti de canavar halinede getirebiliyorlar!

           Dünyada gelişmemiş,az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin yeraltı kaynaklarını ele geçirmeye çalışan,ilim ve teknolojide ilerlemiş ülkeler,kendi ülkelerinde ağaç kesilmesine rıza göstermez iken,başka ülkeleri talan etmektedirler.

          İlim,teknoloji,ekonomik değeri olan kaynaklar,sömürgeci ülkelerin hayat kaynağı,hakimiyet için araç olmaya devam ediyor.

          Değer ifade eden yeraltı ve yerüstü kaynakları “Toryum,Bor,Petrol,Doğalgaz,Altın,Uranyum vb.” kimde var ise dikkati çekmektedir.

          Bir takım devletler bu kaynakları rezerv durumu,kalitesi,işletme değeri,çıkartma işlemleri,işletme durumları; uluslar arası  hükümler,o ülkelerin anayasa ve ilgili kanunlar çerçevesinde gerçekleşir.

           Uluslar arası güç bağlantıları olan güçlü şirketler; Kırgızistan ve  Romanya da olduğu gibi ülkenizde de belirtilen kaynakları aramak,çıkartmak ve işletmek isterler. Esas olan burada bilim ve teknolojide ileri gitmek,kendi kaynaklarımızın fakir bekçisi olmak yerine,kendimiz değerlendirecek güce ulaşmalıyız.

          Ülkemizde Kaz Dağlarında altın arama denerek,ülkemizin akciğeri konumunda ki ağaçların kesilmesi,tabiatın-canlıların tahrip olması,insanların o çevrede yaşanmaz hale getirmesi,ülkemizin ilim ve teknolojide geriliği,ekonomide güçsüzlüğün ifadelerini gösterir.

          Uluslar arası şirketler acımasızdır. Sadece kendini düşünür ve kar peşindedir. İşte o ülkenin siyasileride rant peşinde olursa; olan ülkeye ve halka olur.

          Ülkemizde MTAE (Maden Tetkik Ararma Enstitüsü) vardır. Bu kuruluş ülkemizin yeraltı ve yerüstü kaynak haritasını çıkarmıştır. Nerelerin araştırma,inceleme,arama,çıkartma ve işletmeye açılmaz durumda olan yerleri belirtmiştir.

          Avanos İlçemizin Kuzey,Özkonak Kasabasının Güney yamacında bulunan Ziyaret (Ziraat) dağının kapladığı alanda MTAE da ‘kırmızı renkte’ yani arama,çıkartma ve işletmeye kapalı olduğu ifade edilmektedir. Bütün bu durumlara rağmen; 2018 Varlık Fonunun oluşturulması ile bu yerler (ekonomik girdaplardan) arama,çıkartma ruhsatının daha kolayca alınabildiği söz konusudur.

          Yine bütün bunlarla birlikte  ÇED (Çevre Düzenleme) bu konuda nasıl bir rapor vermiştir!

          Ön etüt,araştırma yapıyoruz, bakarız,duruma göre hareket edeceğiz diyerek gibi yumuşak yaklaşımlarla ve çevreyi güya rahatlatacak açıklamalarla; maalesef! Toprağa,hayvanların ve insanların yaşama şartlarına,o yerin jeopolitik ve stratejik konumuna,tarih ve kültür zenginliğine,tabi güzelliklerine,havasına-suyuna-toprağına zarar verecek,tahrip edecek siyanürlü arama-çıkartma ve işletmeye geçerler.

           Dünayanın  en önemli 15 bölgesinden biri olan Kapadokya Turistik Yöresidir. Avanos,Özkonak ve çevresi tarih ve kültür zenginliği,el sanatları merkezi olması,tarım,hayvancılıkla birlikte sahip olduğu zengin potansiyeli ile Kapadokya Üçgeninin en önemli koludur. Avanos,Özkonak,Göynük,Mahmatlar,Kalaba,Akarca ve çevresine gelen zarar bütün Kapadokya Yöresini ilgilendirir.

          Bu uluslar arası güçlerin ahtapot kolları şirketler,o ülkedeki elemanlarıyla faaliyetlerine devam ederler. O ülkede kendilerine karşı güç görmek istemezler. Toryum ve Bor madenleri konusunda araştırma yapan Süleyman Demirel Üniversitesi Bilim ve Teknik ekibini taşıyan  uçak düşürülmedi mi? Uluslar arası güçlerin kölesi ve sömürülen ülkesi olmamak için yerleden başlayan milli dayanışma tavrı,genelde etkisini gösterecektir.

          Dünyanın en öenmli, tarih ve kültür merkezlerinden Kapadokya Turistik Yöresinde; Avanos,Özkonak,Göynük,Mahmatlar,Kalaba,Akarca,Gülşehir çevresinde gelişen araştırma çalışmaları tesadüf değildir.Gizliden de yürütülmesi mümkün değildir.

          Ziyaret dağında ve çevresinde ki araştırma faaliyetleri partiler üstü düşünerek,değerlendirilip,ortak tavır konmalıdır.

          Mevcut parti teşkilatları ve İlçe Başkanları,İl Genel Meclisi Üyeleri,Koruma Kurulu,Çevre Sağlık,Sivil Toplum Örgütleri,Turizm Kuruluşları,Muhtarlıklar,,Belediyeler,Kaymakamlıklar,Milletvekilleri,Valilikler ortak tavır sergilemeliler.

          Oluşturulan komite,görev bölümü yapılarak; teknik ve hukuki süreci, takibi gerçekleştirmelidir.

          2021’e girerken TEMA öncülüğünde arama ve çalışma yapılan alanlara ağaç dikimi gerçekleştirilmelidir.

           Bütün Kapadokya’yı etkileyecek bu gelişmede,Turizm sektörleride gerekli sorumluluk ve tavır içinde olmalıdır.

          2020’den 2021’e girerken adalet,önce Feto ile birlikte hareket edildiği dönemde Sadullah Ergin ile başlayan,Mehmet Ali Şahin ile devam eden HSYK (Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu) nun yeniden tanzimi gerçekleştirilmiştir. Bu yargıyı kendine bağlama amaçlı olup; Bağımsız Yargıya darbe olmuştur.

          Hz. Ömer’in önüne o zamanlar kıymetli olan bal ve yağ getirip,yemesi için önüne koyuyorlar. Hz. Ömer burada ki halk bundan yiyor mu? Diye soruyor. Cevaben,Nerede bulsunlar yok diyorlar. Hz. Ömer; kaldırın bunları,halkın yemediğini ben yemem diyor. Adil ve örnek bir yönetici!

          Adalet haklıyı,haksızı ayırdetme işidir. Adaleti gerçekleştirme yetkisine sahip hakim-savcı ve yargıya,halkın güveni tam olmalıdır.

            Adalet terazisi zalimin eline geçerse; adalet güce göre mi,hakka göre mi, gerçekleşir? Zaten güce göre olursa adalet gerçekleşmez. 9.Cumhurbaşkanımız Süleyman demirel; “Camiye,okula,kışlaya siyaseti sokmayalım”, “Camiye siyaset girerse ibadet biter, mahkemeye siyaset girerse adalet biter”. Sözleri din ve adalet konusunu ne güzel ifade ediyor.

          Devletin dini adalettir. Adaletin olmadığı yerde güç hakimdir. Zalim hakimdir. O ülkede hür insan,hür düşünce,hür fikir,hür irade bulunmaz

          Alman Kıralı gezinti yaparken,değirmencinin malikanesi ve işyerinin bulunduğu alan hoşuna gider Buraya bir şato-saray yapın der. Derler ki burasi özel mülkiyet…! Kıral; satın alın,gereğini yapın,der. Kıralın görevlendirdikleri kişiler değirmenci ile konuşurlar Ne teklif ettilerse,değirmenci kabul etmez. Kıral değirmenciyi çağırır ve konuşur. Bir çok teklifte bulunu ama değirmenci yine kabul etmez. Kıral; Ben Kırlaım ve alırım der! Değirmencinin cevabı kısa ve çok anlamlıdır. “Berlin’de Hakimler var! Der. Bizler 2020’den 2021’e girerken; “Ankara’da savcılar,hakimler,adalet,yargı var” diyebiliyor muyuz? Maalesef….!

          Kendi işi için kendi mumunu yakan,devletin işi için devletin mumunu yakan,giydiği gömleği bile sorgulanan,” Fırat’ın kıyısında bir koyun kaybolsa benden sorarlar” anlayışı ve duygusuyla devlet yöneten Hz. Ömer’in adaleti nerde,şimdiki adalet nerede?!

          Dünyada günnümüze kadar toplumları adaletle yönetmeyen firavunlar,kırallar zalimdirler. Aslında bunlar; halkın azim ve iradesine güvenmeyen,istismar zihniyetli zalim yöneticiler,en korkak yöneticilerdir. Günümüzde bunlar en çok demokrasiden,milli hakimiyetten,hürriyetten eşlitlikten korkarlar.

          Adalet;mazlum ve mağdur üretmez. Adaletsizlik,tıpkı vücudu zehirleyen zararlı mikrop gibidir. Dünyada makam-mevki,ticaret,siyaset,tarikat-cemaat çıkarı içinde olanlar,adaletsiz yöneticilerle kandırılırlar. Hatta zaman zaman korkutulurlar.

          Dünyalıklar adaletsiz yönetimleriyle Allah’a kul değil,kula kul olmaya devam ederler.

          Adaletsiz yönetimleriyle zalim muktedirler,dünyada kendilerini kahraman yapmaya çalışırlar. İşte bu düzende yalan-talan muktedir olur. Dürüstlük garip kalır. Cahil-cehalet hakim olur. İlim-alim aciz kalır.

          Adalet anlayışı olmayan insanın; imanı,insanlığı,vatanseverliği yalandır.

          Adalet mülkün temeli olmalıdır. Çünkü; adalet hak’ın terazisi olmalıdır. İnsaf (Vicdani adalet) yok olmamalıdır.

          Zalim ve adaletsiz yöneticiler,tarihte nefretle ve beddua ile anılmaktadırlar. Tarihte yine görülmüştür ki;adaletsiz zalim yöneticiler,kontrolde tuttukları adalet terazisi ile kendileride yargılanmışlardır.

          Allah zalim ve adaletsiz yöneticilere karşı; masum,mazlum,mağdurlar,Sırat-ı Müstakimde olanlarla beraberdir.

          Allah zalim ve adaletsiz yöneticilerden ve bütün musibetlerden; başta Türk Milletini,TC Devletimizi,Ülkemizi ve bütün insanlığı kurtarsın ve korusun.

          Allah sabredenler ve Sırat-ı Müstakimde olanlarla beraberdir.

          Devletin temeli adalettir.(Hz.Ömer)

          Adalet imanın başıdır ve en yüce mertebesidir.( Hz.Ali)

          Kaidesi adalet olmayan bir ülke yıkılmaya mahkumdur..(Atatürk)

          Adaleti bozan idarecileri cezalandırmayan toplumlar,çökmek zorundadır.(Hz.Muhammed)

          Allah adaleti emreder.(Nahl Suresi 90.ayet)

          Sağlık,huzur,mutluluk dileklerimle 2021 yılı hayırlı olsun.

Not; Covid 19 Corona Virüsü bütün şiddetiyle etkisini devam ettirmektedir. Temizlik,kişisel mesafe,maske takmaya özen gösterelim.Kurallara uyalım.Uymayanları uyaralım.Önce sağlık!

Not;Değerli okuyucularım,lüzum üzerine, 2021 Mart ayına kadar yazılarıma ara vereceğim. Bütün okuyucularımı sağlık,huzur dileklerimle selamlıyorum.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ