2002 ÖNCESİ VE SONRASI TERÖR-PKK VB.

2002 ÖNCESİ VE SONRASI TERÖR-PKK VB.

zekerriya

HÜR DÜŞÜNCE                                                                             ZEKERİYYA İLLEE  illeezzekeriyya@gmail.com                                          Em.Uz.Sosyal Bil.(Tarih)Öğretmeni

                                               2002 ÖNCESİ VE SONRASI TERÖR-PKK VB.

          İnsanlığın yaratılışında,Kabil ve Habil’den beri kavga vardır.

          İnsanlık, dünya hayatı içinde tekamül ederek günümüz toplumları oluşturmuştur. Sosyolojik anlamda; klan,kent(Derebeylik),kırallık,imparatorluk,en gelişmiş demokratik toplum olan millet gerçeğine ulaşmıştır.

          Toplumlar siyasi ve hukuki yapılarına göre devletlerini oluşturmuşlardır.

          Hür düşünce,hür fikir,hür iradeyi kendi temelinde en geniş şekilde bulunduran,yönetim şekli (rejim) demokrasidir.

          Anarşi ve terör hareketleri;hak,adalet,eşitlik,kardeşlik,hürriyet,bağımsızlık temalarıyla taban oluşturur.

          Dünyada ki anarşi ve terör hareketlerinde;silah,uyuşturucu kaçakçılığı başta olmak üzere,soygunlar,haraçlar maddi kaynaklar etkindir.

          Dünyada anarşi ve terör hareketleri olsa da;güçlü devletlerin amaçlarına araç haline gelmiştir.

          Bireysel veya organize olmuş terör hareketleri ülkeleri-devletleri tehdit etmeye devam ediyor.

          Organize terör hareketlerinde teorisyen-propagandaistler;fikir,düşünce ve amaçlarını  güven verecek şekilde yumuşak dille yaklaşımda bulunarak,zaman zaman da asıl amacını saklayarak taban oluşturmaya çalışırlar. Bunlar genellikle  insanların çok olduğu kurum ve kuruluşlara sinsice yerleşirler.

          Provokasyon-eylemci guruplar verilen görevleri ‘dehşet,korku saçma,silahlı çatışma,soygun,suikast,sabotaj,bombalama vb” yerine getirirler. Bunlar kendilerine inanmış,şartlanmış,kısmende robotlaşmış niteliktedirler.

          2. Dünya Savaş’ından sonra bloklaşan Batı-Kuzey Atlantik Paktı (NATO),Doğu-Varşova Paktı ortaya çıkmıştır. Siyaset olarak bağımsız ve bağlantısız dışında;Liberalizm-Kapitalizm,Faşizm,Nasyonal Sosyalizm,Sosyalizm,Komünizm rejimleriyle yönetilenler bloklaşmalarda yer almışlardır.

          1960’lı yıllarda ki başta Avruapa da olmak üzere dünyada ki siyasi gençlik hareketleri(sanki birileri tarafından düğmelere basılmıuş gibi) üğlkemizde bundan etkilenmiş,halk sağ ve sol guruplara ayrılmıştır.

          Etki ve tepki hareketi olarak,jeopolitik ve stratejik anlamda dünyanın kapısı,anahtarı,kilidi olan Türkiye emperyal güçlerin handikapı,aynı zamanda ele geçirilmesi zaruri bir mekan olarak görülmekte idi.

          1950-1954 yılları arası şaha kalkmış Türkiye 27 Mayıs 1960’da tokat yemiş.Buna rağmen 1965-1971 arası yine şaha kalkan 1950-1954 döneminden sonra  2.sırada Hür Demokrat Büyük Türkiye yolunda olan ülkemiz 12 Mart 1971’de yine tokatlanmıştır.

          Bundan sonra kalıplaşmış ideolojik düşünce ve fikirler öne çıkmaya ve etkili olmaya başlamıştır. Siyasal olarak Adalet Partisi (AP)  bölünme ve zayıflatılmaya çalışılmıştır. Bu durum ise ülkede;sağ sol çatışmaların daha yaygınlaşmasına sebep olmuştur.

          1970’li yıllarda Milli Türk Talebe Birliği (MTTB),Akıncılar,Ülkücüler,Hür-Genç,Dev-Sol,Dev-Yol,İGD,Halkın Kurtuluşu,TKP,MLKP gibi gençlik hareketlerine kaynaklık eden kuruluşlar yaygınlaşmıştır.

          Emperyal güçlerin aktörlerinden ABD ve Rusya Türkiye üzerinde etkili bir şekilde faaliyette idiler.

          Bir zamanlar Rusya KGB’inde çalışan Özbek asıllı Ruzi Nazar,daha sonra Alman İstihbaratı ve daha da sonra ABD’nin CIA Türk Dünyası Masası Şefi olarak görev yapmıştır. Ruzi Nazar marifetiyle Türkiye yönlendirilmeye çalışılmıştır.

          12 Mart 1971 Muhtura öncesi CIA’nın Türk Dünyası Masası şefi Ruzi Nazar’ın,MİT Müsteşarı Fuat Doğu’nun haberi var. O dönemde Başbakan Süleyman Demirel’e haber verilmiyor!

         Ruzi Nazar MİT Müsteşarı Fuat Doğu ve Alparslan Türkeş ile ilgili ve irtibatlıdır.

         1970’li yıllarda ABD ve CIA Ruzi Nazar vasıtasıyla Ülkücü Gençlerin güçlendirilmesi,Komünistlere karşı yetiştirilmesi ve kullanılması sağlanacaktır.

         Nitekim öbür tarafta Mustafa Suphi hareketi.Ardından Boğazlardan hak,Kars ve Ardahan’ı istemesi tepkisi ile Türkçü ve İslam’cı gurupları güçlendirirken; batı sizi sömürüyor düzen değişmelidir diyen Marksist- Leninist,Marsist-Maoist propagandalar hızlanır. Rusya KGB vasıtasıyla oluşturduğu organizasyonlarla,o günün parası ile 500 Milyon Ruble harcar. Kendilerine karşı olanları Faşistlikle suçlar.

         Uluslararası güçlerin aktörleri ABD ve Rusya’nın sergiledikleri senaryo,sağ-sol bölünmesiyle hızlı bir şekilde  çatışmalar şiddetlenir.

         Sol,ABD Emeperyalizminden Türkiye’yi kurtaacaklarını iddia ederken;Sağ da ülkeyi böldürtmeyiz,Komünizm’in ülkemize gelmesine müsaade etmeyiz düşünceleri,sokak çatışmalarına dönüşür.

         Saf,temiz,zeki gençler malum odaklar tarafından kullanılmıştır..Sağdan ve Soldan bir çok gençler öldürülmüştür. 12 Eylül 1980 Darbe sonrası ne hikmetse terör hareketleri bir gün içinde  durmuş,bitmiştir. Oynanan ve oynatılan oyunda bir çok vatan evladı ölmüş,aileler şakınlık,ızdırap,üzüntü içinde olmuşlardır.

         1878-1980 yıllarında Kawacılar,Apo’cular diye guruplar ortaya çıkmış,zaman içinde güçlenmiş,1983 Eruh baskınıunda gerçek durumları ortaya çıkmıştır.

         1993-1997 arasında PKK Terör Örgütü ezilmiş,felç edilmiştir. Kandil’e kaçanlarda Rusya ve Ermenistan’a gitmek istemişlerdir!

         İran,Mahabat Bölgesinde ki PKK terör unsurlarını temizleniştir.

         Suriye’de de Beşar Esat PKK’nı ezmiş,kaçanlar Barzani’ye sığınmış yada Kandil’e kaçmıştır

         Tabi ki PKK terör örgütünün her üç ülkede temizlenmesi;terör örgütlerini kullanarak amaçlarına ulaşmak isteyen devletlerin işine gelmemiştir.

         Bu bölgede Türkiye,İran ve Suriye’nin PKK terör örgütünü ezmesi;ABD,Rusya,İngiltere,Fransa,Almanya gibi ülkelerin bölgede ki etkinliği ve rollerinin azalması demektir.

         İşte bu ortamda BOP ve Çözüm Süreci ile birlikte bölgede terör unsurları çeşitlenerek ve güçlenerek çoğalır.

         Aktörlerin satranç oyunu yeniden başlar. Suriye karışır. BOP uygulanırken,Çözüm Süreciyle terör unsurları daha da güçlü hale gelir.

         Siyon+ Haç İttifakı ve onlarla birlikte hareket edenler,BOP çerçevesinde bölgede;sınır değişiklikleri,yeni yapılanmalar,tek kutuplu dünya,Kudüs merkezli Arz-ı Mevd’e hizmete devam ederler.

         Çözüm Sürecinin bozulması akabinde,terör örgütlerine müdahale başlar.Ancak Çözüm Sürecinden dolayı (1993-1997 arası terör felç edilmiş ve temizlenmişti!) terör örgütü öncekinden daha güçlü bir şekilde yerleşmiştir. Bu durum bir çok asker ve ve güvenlik görevlisinin şehit olmasına sebep olmuştur.

         Yüksekova-Hakkari tarafında bir karakolda askerliğini yapan bir öğrencim anlatmıştı. Çözüm Sürecinden dolayı askerler ve emniyet güçleri çok zor durumdadır. Gözümüzün önünde silahlara,köylere depo ediyorlar. Canları istediği zaman bize gelen yiyecek,içecek,eşya ve silahlara el koyuyorlar. Asker çok kızgın! Bütün başvurular ve müdahale istekleri geri çevriliyor. Çözüm Süreci var,dokunmayın diyorlar! Hocam sonunda çok asker ve güvenlik gücü kaybımız olur. Korkmuyoruz ama endişeliyiz. Der. Kendisi de şehit olur. Allah rahmet eylesin.Mekanı cennet olsun.

         15 Temmuz 2016’na gelen süreç içerisinde;Çözüm Sürecinin getirdiği siyasi ve hukuki otorite boşluğu,ülkenin Genel Kurmay Başkanlığının önünde ki patlamadan tuttunda,Kayseri’de ki vb patlamalar halkın infialine sebep olurken. Bu kaos ortamından siyasi rant elde edenler içinde bir fırsat oluyordu!

         Ergenekon,Ayışığı,Balyoz,Casusluk kumpasları ile ordu yıpranırken,siyasi erkin askere baş eğdiriyor havası verilirken;tarikat,cemaat,siyaset işbirliğinin bozulması sonucu birbirlerine karşı tavır alma ve mücadeleye girlmekte idi. TSK içinde cemaat ve siyasi erk baskısı altında kalan askerlerin boyun eğmeyenleri her ikisininde hedefi hali haline geliyor.  Boyun eğmeyen askerler cemaat ve siyasi erkinde tuzaklanmasına muhatap durumuna geliyor. Sanki asker psikolojik baskı altında tutulup,kendi amaçlarına hizmet edilmesi isteniyordu.

         Bütün bu gelişmelerin TSK’da oluşturduğu tahribatın getirdiği psikolojik ortam,terörün çözüm süreciyle birlikte etkisini daha da güçlendiriyordu.

         TSK,Yargı, diğer kurum ve kuruluşlardaki değişim hem askeri hemde halkı,tümüyle ülkemizi endişeye sevk etmekteydi.

         Kurum ve kurallarda ki bozulmalar,devletin-cumhuriyetin temel esas ve niteliklerini sarsmaktaydı. Ülkede oluşan rant guruplarınınn güç elden gitmesin korku ve telaşı her türlü zaafı ve boşluğu oluşturuyordu. Oluşan boşluklar teröründe hakim alanlarını teşkil ediyordu.

         TSK’nın iç ve dış güvenliğinin teminatı psikolojisi zayıflayınca,terör ve onların hamileri daha da etkili hale geliyordu.

         Terör ve terör hareketleriyle müzakere edilmez,mücadele edilir.

         Dünyada terörle mücadelede ülkeler-devlerarası işbirliği şarttır. Bu konuda terörü besleyen maddi ve manevi kaynaklar kurutulmalıdır. Mesela;uyuşturucu ve silah kaçakçılığı gibi.

         Dünya ülkeleri amaçları için terörü araç olarak kullanmamalıdırlar..

         İçeride milli birlik ve beraberlik içerisinde,milli menfaatler ön planda olmak üzere temel değerlere sahip çıkılıp,ülkenin her karış toprağında siyasi ve hukuki otorite tesis edilmelidir.

         Mesela Türkiye olarak;vatan,millet,bayrak,Müslüman ise ezan sevgisi içinde,demokratik olgunluk içinde yaşamalıyız.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ