TOPLU GÖÇLERİN YARATTIĞI KİTLESEL DRAMI ANLATAN BİR ROMAN: ELVEDA KAPADOKYA

TOPLU GÖÇLERİN YARATTIĞI KİTLESEL DRAMI ANLATAN BİR ROMAN: ELVEDA KAPADOKYA

elveda kapadokya

‘Tarih ezeli bir tekerrrürdür’ demiş atalarımız. Peki sürekli tekrarlamamak için ne mi yapmalıyız? Bilebilseydik dile getirilmesine gerek kalmazdı. Doğa bu tekrarlarda güçlüden yana olacaksa, sürekli tarihin tekerrür etmesine gerek var mı? Yarım asır sonra “İnançları ve kutsalları uğruna yenilenler de yenenler de öldüler ne yazık ki” diye kitaplar yazacaksa tekrarları. Gerçekten çok yazık. İşte bir kitabın esiniyle, çağrışan düşünceler. Adı; Elveda Kapadokya. Yazarı; Nurten Ertul. Ulak Yayınları’nca basılmış. 1850’li yıllardan başlayarak, Anadolu’da ki ulusal ve dinsel mozayiği içeren yapının, sorunlar başlayınca nasıl bir trajediye dönüştüğünü anlatan, bugünün çağdaş yaşamıyla, geçmişteki bu trajediyi iç içe kurgulayarak yansıtan bir eser.

Anadolu’da Karamanoğlu Beyliği’nin hüküm sürdüğü coğrafi bölgede yaşadıkları için Karamanlılar ya da Anadolulu Hıristiyanlar veya Türkofonlar da denilen bir kesimin, Kurtuluş savaşından sonra Yunanistan ile Türkiye arasında imzalanan Lozan Anlaşması’na göre Yunanistan’a göçlerini anlatıyor. Yazarın tarihi gerçekleri, roman kurgusu içinde hayali kahramanlarla aktardığında tarihin sürekli tekrarlanan acılardan oluştuğuna tanıklık ediyoruz.

Romanı okuyunca içimiz burkuluyor ve tarihte liderler tarafından alınan kararların sonunda adları bilinmeyen kadınların, çocukların, erkeklerin yaşadıkları büyük dramlara tanıklık ediyorsunuz. Zorunlu kitlesel göçleri yaşayan isimsiz kahramanların kendi içlerinde cennetini ve cehennemini yaşarken, güçlülerin zümrüt-ü anka kuşu gibi küllerinden tekrar doğduğunu görüyoruz.

AĞIT GİBİ ROMAN

Pek çok göç romanında olduğu gibi Elveda Kapadokya’da bir ağıt niteliğinde. Ancak pek çok göç romanından farklı kılan Anadolu’da çok az bilinen Türkofonları ya da Karamanlıları veya Hıristiyan Anadoluluları konu edinmesi. Aynı zamanda İslamiyeti kabul ederek kalan Karamanlıların da günümüze kadar çok çeşitli değişime uğrayarak gelebilmeleri. Romanda zorunlu olarak göç edenlerin de kalanların da yaşadıkları dramlar, acılar, kayıplar objektif olarak tarihsel süreçlerle birlikte aktarılıyor. Alınan bütün ulusal ya da uluslar arası kararların isimsiz kahramanları; yani tarihte adlarını, ne olduklarını ve nasıl yaşadıklarını bilmediğimiz sıradan kadınların, çocukların, erkeklerin hayatlarını nasıl etkilediğine tanıklık ediyoruz.

Nasıl mı? “Oysa ben bugüne değin hayatımı Büyükannem’in Hıristiyanlığın ilk dönemlerindeki çilecilerinden, Yunus Emre’lere ve Mevlana Celaleddin Rumi’lere değin uzanarak oluşturduğu bir olgunluk felsefesine gore yaşamıştım. Bu felsefeyi Büyükannem bana şöyle özetlemişti: ‘Hiç bir şey talep etmeyeceksin. Yalnızca gündelik ekmeğimizi veren Tanrı’ya şükredeceksin. Bize karşı suç işleyenlerin suçunu bağışlayacaksın. Kin tutmayacaksın. Yaşadığın ülkenin toprağına ve ekmek paranı kazandığın işine hile karıştırmayacaksın. Çünkü hepimiz topraktan geldik toprağa gideceğiz.” Diyor romanın kahramanı Jale Karaman.

“Karamanlıca nedir? Karamanlılar da kim? Büyükannem derin bir nefes aldıktan sonra anlatmaya başladı: Karamanlılar Osmanlı İmparatorluğu döneminde Karaman eyaleti sınırları içinde yaşayan ve Türkçe konuşan Hıristiyan Ortodoks topluluktur. Karamanlılar, Rum alfabesini kullanarak Türkçe yazarlardı… Yavaşça eğildim, saçlarını öpüp, kokladım. Kulağına eğilerek duyacağı şekilde şunları söyledim: Kimliğimize ve tarihimize ihanet etmeyeceğim. Senden aldığım gibi bende kendi neslime, onu temiz bir şekilde teslim edeceğim. Ardından bağlı yaşadığı makineler sustu. Kollarımda son nefesini verdi. Elvan Karaman, yüzünde tatlı bir tebessümle gözlerini hayata yummuştu.”

 

ANADOLUNUN KARAMANLILARI

ELVEDA KAPADOKYA’DA HAYAT BULDU!

“Burada Türkofonlar Yaşamıyor.”

Kapadokya bölgesi başta olmak üzere Anadolu’nun gizli tarihi olarak bilinen nüfus mübadelesi ve sonuçları, “Elveda Kapadokya; Burada Türkofonlar Yaşamıyor” adlı romanda hayat buldu. Karamanlılar olarak da anılan Türkofonların hüzünlü hayatları, tarihun tozlu raflarından çıkartılarak, günümüze kadar ulaşan öyküleriyle ete kemiğe büründüler…

Ulak yayınları tarafından 2.baskısı yapılan “Elveda Kapadokya; Burada Türkofonlar Yaşamıyor” adlı romanda feodal yapıların içinde bireyselleşmiş günümüz insanlarının kimlik arayışına farklı bir bakış getiriliyor. İlk baskısı 2006 yılında “Kimlik” adıyla yayınlanan romanın konusu kısaca şöyle: Büyük kentlerde bireysellikle birlikte oluşan yabancılaşma karşısında genç kadın, köklerinin peşinden giderek, Kapadokya’nın sır dolu kapısını aralıyor. Burada genç kadının karşısına Karamanlı Hıristiyanlar ile Müslümanların kayıplar üzerine kurulu trajik hayatları çıkıyor.

Tarihte Keyifli Yolculuk

Belgesel teknikle hazırlanan romanın öyküsü Osmanlı döneminde Kapadokya’da başlıyor. Ardından da okuyucuyu Mersin, İstanbul, Selanik, Drama, Sarıkamış ile Kafkaslar’a uzanan; hüzünlü olduğu kadar da keyifli bir tarih yolculuğuna çıkartıyor. Romanda Karamanlı, Türkofon, Anadolulu Hıristiyanlar ile Müslümanlar gibi kavramlar ete kemiğe bürünüyor. Osmanlı coğrafyasında başlayan savaşlar, kayıplar ve sonunda imzalanan Lozan Anlaşması’nın Nüfus Mübadelesi ile bambaşka bir hayata sürüklenen sıradan Anadolulu Hıristiyanlar ile geride kalan Müslümanların hayatları gözler önüne seriliyor.

Elveda Kapadokya, Nurten Ertul, 2.Baskı 2017, Sayfa:208

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ