Timsah Gözyaşları;

Ülkemiz derin bir girdabın içine çekilmektedir. Bu tehlikeli gidişatın sebepleri üzerinde uzun uzun durmak yerine, çözüm odaklı bakmak gerekir. Klasik anlamda sen şunu yaptın ben bunu yaptımdan ziyade DEVLETİN ve MİLLETİN bekasını tehlikeye atan duruşsuzluğu ve tavırsızlığı ortaya koymak gerekir. Akan gözyaşı bizim, kaybettiğimiz değerler bizim, parçalanan biziz, fakirleşen hem ekonomik hem kültürel hem de insani biziz velhasılı bizi bizden olduğunu söyleyenler ve bizden olmayanlar bitiriyor ve yok ediyor. Daha da acısı milyonlar bunu İZLİYOR.

Oysa ki kamu düzeninden sorumlular;

Kişisel değil de toplumsal bakmış olsalar idi, kendi koltuklarını koruma adına değil de DEVLETİ ve MİLLETİ koruma adına hareket etse idiler, bugünkü timsah gözyaşlarını dökmelerine gerek kalmazdı.

Ben değil de şimdi BİZ, ben değil de DEVLETİM ve MİLLETİM, Partim, Cemaatim değil de TÜRKİYE diye düşünelim;

Fransa’da Charlie Hebdo baskınını savunan ve Fransızların oy verdiği bir parti hayal edin… İsrail’de Hitler’i savunan ve Yahudilerinde oy verdiği bir parti hayal edin…

Amerika’da El-Kaide’yi destekleyen ve Amerikalılarında oy verdiği bir parti hayal edin…

Ermenistan’da Türkler’i öven, Türkleri katlettiklerini söyleyen bir parti hayal edin…

Fransa’yı kana bulayanların cenazesine katılan Fransız vekil olduğunu hayal edin….

Amerika’da Washington belediyesinin yardımı ile yollara bomba döşendiğini hayal edin…

İsrail’de evlerini Nazilere vererek oraları cephanelik, bomba tuzakları ile doldurtan Yahudi vatandaşı hayal edin….

Almanya’da bir vekil Almanlara, sizi teröristlerle bir olur tükürüğümüzle boğarız dediğini hayal edin….

İngiltere’de bir İngiliz öğrenci devlet yurdunda kalacak, devlet kurumlarında; öğretmen, doktor, mühendis, memur, müdür, hemşire v.b. kurumlarda çalışıp İngiltere’de bomba patlatacak, asker, polis ve vatandaş vurduğunu ve vuranları desteklediğini hayal edin…..

Bunların hepsini her ülke için hayal edebilirsiniz… sonuç ne oldu? hayal bile edemedik değil mi? olmaz böyle bir şey dediniz, müsaade etmezler. İşte sizin müsaade edilmez dediğiniz bütün hayaller TÜRKİYE’de gerçek oldu ve olmaya da devam ediyor.

Müsaade edilmez denilen her şey maalesef KAMU eli ile gerçekleştirildi.

Çünkü kendilerine dokunulmadığı için, kendilerine dokunanlara saldırdıkları, operasyon yaptıkları, müdahale ettikleri kadar müdahale edilmiyor.

Duydunuz mu hiç;

teröre finans sağlayan bir işadamının tutuklandığını,

derneklerinin, spor kulüplerinin kapandığını,

evlerini verenlerin sorgulandığını duydunuz mu?

Şimdi sormayalım mı? Elektriklerini ben ödeyeceğim, yollarını ben yapacağım, ambulansı ben göndereceğim, hastaneyi ben yapacağım, evlerini ben yapacağım, ben memur edecem, ben okutacam, ben vekil edecem…….

Her boşlukta devlet kurmaya kalkacaklar, sıkışınca teslim olup insan hakları diyecekler…….Ben de DEVLETİM var diyeceğim…..

O askerimi, polisimi, sivil vatandaşımı vuracak, tırı, otobüsü, kamyonu yakacak, barajı, trafoyu, petrol borularını patlatacak……

Hangi yönetim, hangi kamu düzeni, hangi vicdan, hangi millet bunu kabul eder, siz bize bunları yaşatıyorsunuz?

Tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, mekanları CENNET OLSUN, Ülkemin bu hale gelmesinde kimin desteği varsa, kim sessiz kalıyor ise, kim yapıyorsa; Alemlerin RABBINDAN dileğim onları KAHRU PERİŞAN eylesin, bu dünyada ve öteki dünyada gün yüzü görmesinler. Zalimler için yaşasın cehennem

Saygılarımla Yrd. Doç. Dr. Özden TAŞĞIN