MİLLİ İRADE

MİLLİ İRADE

zekerriya

HÜR DÜŞÜNCE                                                                       ZEKERİYYA İLLEEZ

Zekeriyya_illeez@mynet.com                                        Em.Uz.Sosyal Bil.(Tarih)Öğretmeni

                                                            MİLLİ İRADE

          Milli sözcüğü, milletin kendine özgü değerlerini ifade eder. Dünyada ki toplumlar sosyolojik aşamalar sonucu,günümüzde ki en gelişmiş olan millet niteliğine kavuşmuştur.

          Her etnisite milleti ifade etmez. Etnisite bir ırkı ifade eder.Toplum halinde yaşar. Nitekimde insanlık tarihi içinde;Klan,Kent,Feodal-Derebeylik,Kırallık,İmparatorluk,şimdi ise en gelişmiş demokratik yapıya sahip toplum millet niteliğine gelinmiştir.

          Millet sadece etnisite(ırk) değildir. Millet;maddi ve manevi unsurlarla biribirine bağlı,belirli bir amacı olan,başka toplumlardan farklı özellik taşıyan toplumdur. Irk,dil,inanç birliği-din (Sosyal Bilimcilerin kimisi var der,kimisi yok der),tarih,kültür,psikolojik değerleriyle birlikte amacı olan bir toplum olarak görülür. Misal Türk Milleti,Alman Millet vb.

          İnsanlık tarihi içinde günümüze kadar hukuki yapılarına göre; Birleşik Dveletler (Konfederasyon-Federal devletler),Basit Devletler(Bir anayasası,yasama,yürütme,yargı sistemi olan). Ülkemiz Türkiye hukuki yapılarına göre Basit Devlete girer.

          Bir de siyasi yapılarına (Hakimiyetin Kaynağına göre) göre; Monarşik(Tek kişi-kırallık),Oligarşik (Gurup hakimiyeti) Teokratik (Din hakimiyeti),Demokratik (Milli,Millet hakimiyeti) devletler kurulmuştur. Dünyamızda hala bu devlet şekilleri vardır,yaşanmaktadır. Ülkemiz Türkiye demokratik devlete girer.

          Ülkemiz hukuki yapıya göre basit,siyasi yapıya göre demokratik devlete girer. Rejimi demokrasidir.

          Ülkemizde 2. Mahmut döneminde Rumeli Ayanı ile yapılan Sened-i İttifak,Abdulmecit döneminde Tanzimat-Islahat fermanları,2. Abdulhamit döneminde  ilan edilen  Meşrutiyetin ilanları ile demokrasi hareketleri bir çok fikirleri-akımları ortaya çıkarmıştır. Türkçülük,İslamcılık,halkın kendi kendisini yönetmesi gibi…Ahrar,Hürriyet-i itilaf,İttihat ve Terakki partileri ortaya çıkmıştır.Siyasi akımlar,rekabet ve çekişmeler başlamıştır.

          Osmanlı-Rus,Trablusgarp,Balkan ve ardından 1. Dünya savaşında sürekli darbelenen Osmanlı devleti zor durumda iken; Mustafa Kemal liderliğinde milli mücadele hareketi başlamış,kabul ettirilmek istenen Sevr’e karşı Lozan kabul ettirilmiştir.

          Lozan antlaşması,Misak-ı Milliyi tam gerçekleştirmemiştir,tartışılır. Ancak yeni,bağımsız bir devletin varlığı kabul edilmiştir. Daha sonra Irak sınırı ile ilgili Ankara,Boğazlarla ilgili Montrö,deniz kıyılarını kullanmak serbest dolaşım için Kabotaj antlaşmaları yapılmıştır.

          Milli mücadelenin maddi ve manevi kaynağı Türk milleti ve değerleridir.

          Padişah Vahdettin’in onayı ile görevlendirilen Mustafa Kemal Samsun’a çıkmıştır. Ardından önceden kafasında tasarladığı,arkadaşlarıyla (Kazım Karabekir vb) yaptığı toplantılarla aranan kurtuluş çarelerini uygulamak amaçlı hazırlık dönemi çalışmaları;Havza Genelgesi,Amasya Genelgesi,Erzurum Kongresi,Sivas Kongresi,daha sonra yapılan Amasya Protokolü ile gerçekleştirilmiştir.

          Amasya Genelgesinde ifade edilen “Vatanın bütünlüğü,milletin istiklali tehlikededir. Vatanın bütünlüğü,milletin istiklali yine milletin azim,kararı ve iradesi kurtaracaktır.” Denilerek Türk milletine olan güven belirtilmiştir.

          23 Nisan 1920 de TBMM’nin açılması,milletin iradesinin meclise yansıması sağlanmıştır. Savaş hali içinde kurulan meclis kuvvetler birliği şeklinde çalışmıştır. Kurulan meclis bir taraftan milli mücadele için kararlar alırken diğer taraftan hakimiyetin millete ait olduğu ifade edilmiştir.

          TBMM’si millet iradesinin tecelligahıdır. Nasıl ki İslamiyet-Müslümanlar için Kıble Kabe ise;demokrasi-millet için siyasi-milli irade anlamında yön- yer TBMM’dir.

          Demokrasiyle idare edilen ülkelerde milli hakimiyet,hürriyet,eşitlik esastır.

          İktidar her devlette ve rejimde vardır. Muhalefet sadece demokrasiyle idare edilen devletlerde vardır. Çoğulculuk önemlidir.

          Demokrasilerde siyasi haklarını kullanan seçmen statüsünü kazanmış olanlar seçme ve seçilme tercihlerini yaparlar.Çoğunluğu alan iktidar,kazanamayan muhalefet olur.

          Bu günkü Türkiye Cumhuriyeti devletinin oluşması,Türk milletinin iradesinin yeri olan TBMM’de alınan kararlarla gerçekleştirilmiştir.

          Çoğulcu demokrasiye geçiş Demokrat Partinin kurulması ve seçimlere katılmasıyla gerçekleşmiştir.

          Şu ana kadar 1921-1924-1961-1982 anayasaları yapılmış,hala bir çok maddeleri değişse de 1982 anayasası ile ülkemiz idare edilmekte ve yaşanmaktadır.

          Şu anda ki(15 Nisan 2016 Cuma) T.C devletimiz demokratik parlamenter sistem olarak devam etmektedir.

          TBMM’nin 23 Nisan 1920 de açılması,her yıl bayram olarak anlam ve önemi coşkulu bir şekilde kutlanmıştır.İstiklal savaşımızın lideri,T.C. devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk 23 Nisan 1920 de TBMM’nin açıldığı 23 Nisan Milli Hakimiyet ve Çocuk bayramı olarak,çocuklara hediye etmiştir. Bu bayram çocukları öne çıkaran dünyada ki tek bayramdır.

         TBMM’sinin Türk milletinin iradesinin temsil edildiği yer olması-milli iradeyi temsil etmesi gibi,23 Nisan bayramının çocuklara hediye edilmesi,bütün dünya ülkelerinin çocuklarının temsilcileri vasıtasıyla bayrama katılmaları,kutlamaları bayramın evrenselliğini de ifade eder.

          Bu durum da Atatürk’ün büyüklüğü,TBMM’nin anlam ve önemini ifade eder

          Geleceğimizin teminatı,geleceğimiz şekillendirecek olan çocuklarımızın adalet,barış,kardeşlik,hürriyet içinde yaşamaları milli irademizin tezahürü olduğunu ortaya koyar.

          Bu durum bütün dünya milletleri ve çocuklarına saygıyı ifade ettiği gibi bize saygı gösterilmesinin önemini belirtir.

          Nasıl ki milletin (milli irade) azim ve iradesine dayanarak milli mücadeleyi kazanmış,hürriyet ve istiklale sahip olmuş,T.C devletimizi milli-üniter yapıda kurmuş isek; milli iradeden kendimizi üstün görerek kazanımlarımızı kaybetmemeli,” değişim,dönüşüm,normalleşme” oyunlarına gelinmememlidir.

          Milli mücadelemizi yapan Atatürk ve arkadaşlarına ve kadrosu ile TÜRK MİLLETİNİN TECELLİGAHI OLAN TBMM’Sİ,T.C. DEVLETİMİZE SAHİP ÇIKARAK MİNNET VE ŞÜKRANLARIMIZI SUNMALIYIZ.

          Ecdadımızın  bu vatanı bu devleti bize emanet olarak bıraktı diye değil bizzat sahibi olduğumuzun farkında olarak ilelebet yaşamasını sağlamalıyız.

          Bu ülke bizim,bu vatan bizim,bu bayrak bizim,bu devlet bizimdir.

          Emperyal güçlerin telkinleri,dün olduğu gibi bu günde ülkesiyle milletiyle bölünmez bir bütün olan T.C. devletimizi bölmek,parçalamak,Sevr’i gerçekleştirmektir.

          Milli benliğimize sahip olalım.Milli irademize saygı duyalım. Milli mefkuremizden sapmayalım.

          Başkalarının iradeleriyle değil kendi milli irademizle düşünüp,karar verip yaşayalım.

          Yaşadığımız ülke Türkiye cennet bir vatandır.Ülkemiz dünyanın hem kilidi,hem anahtarı hemde kapısıdır. Buraya sahip olmak isteyenler öncelikle Türk milletini yok etmek isterler,farkında olalım.

         Allah Sırat-ı Müstakimde olanlarla beraberdir.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ