BUKALEMUN SİYASET VE YÖNETİMLER…!

BUKALEMUN SİYASET VE YÖNETİMLER…!

zekerriya

HÜR DÜŞÜNCE                                                                       ZEKERİYYA İLLEEZ

Zekeriyya_illeez@mynet.com                                        Em.Uz.Sosyal Bil.(Tarih)Öğretmeni

                                BUKALEMUN SİYASET VE TÖNETİMLER…!

HÜR DÜŞÜNCE                                                                       ZEKERİYYA İLLEEZ

Zekeriyya_illeez@mynet.com                                        Em.Uz.Sosyal Bil.(Tarih)Öğretmeni

                                BUKALEMUN SİYASET VE YÖNETİMLER…!

          İnsanlar zaman,mekan ve şartlar içinde işbirliği ve düzenlerini oluşturmuşlardır.

          İnsanlar işbirliği ve düzenlerini oluştururken; kurum ve kurallarını da oluşturmuşlardır.

          İnsnalar işbirliği ve kurallarını oluştururken; siyasi ve hukuki otoritesinide oluşturmuşlardır.

          İşte; millet niteliğinde ki bir toplumun,sınırları belli olan bir vatan üzerinde meydana getirmiş olduğu siyasi ve hukuki otoriteye devlet diyoruz.

          Milletin otoritesi devletin otoritesi,devletin otoritesi milletin otoritesidir.

          Devletlerin bir siyasi temeli ve birde hukuki temeli vardır. Devletin siyasi gücü hakimiyetin kaynağına göre şekillenir. Hakimiyetin kaynağı bir kişi veya bir gurup olabilir. ( Monarşik-Oligarşik) gibi. (Teokratik) Din kuralları,Millet hakimiyetine(demokratik) dayanır.

          Millet hakimiyetine dayanan devletler demokratik devletlerdir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinde çok partili hayata geçiş denemeleri ardından; 1946 da ki “Yeter artık söz milletindir” düsturuyla,14 Mayıs 1950 de DP (Demokrat Partinin) iktidar olmasıyla daha da belirgin hale gelmiştir.

          Totaliter rejimlerde kişi ve gurup hakimiyeti olduğu için,millet hakimiyetini esas alan demokrasiyle çelişir.

          Günümüze kadar; doğrudan,yarı doğrudan,temsili demokrasi bir çok devletin rejimi olmuş ve yaşanmıştır.

          Totaliter rejimlerde temel hak ve özgürlükler kişi ve gurup hakimiyetinde olduğu için,halkta temel hak ve hürriyetlerden bahsedilemez. Çünkü;temel hak ve hürriyetler kişinin iki dudağı arasında, gurubun (azınlık) iradesinde ipotektedir,esirdir.

          Şu anda dünyada yaşanabilir en gelişmiş demokrasi,temsili demokratik yapıya dayanan,Hürriyetçi Demokratik Parlamenter sistemdir.

          Aslında ülkemizde hakimiyetin kaynağına göre demokratik,hukuki yapıya göre basit devletlere girer.

          Hürriyetçi Demokratik Parlamenter Sistemden,Başkanlık Sistemine geçiş,ülkemizin durumunu ifade etmektedir.

          Kuvvetler ayrılığına dayalı (yasma,yürütme,yargı) Hürriyetçi Parlamenter Sistemde de; meclisin yasama,hükümetin yürütme,bağımsız mahkemelerin yargı görevlerini,anayasada ifade edilen görev ve yetkileri çerçevesinde,sorumluluklarını yerine getirirler.

          Hürriyetler (Siyasi+ Kamu), eşlitlik, milli hakimiyetin esas olduğu,demokrasiyi oluşturan prensipler yaşanır.

          Seçimler; hür düşünce,hür fikir,hür irade içinde gerçekleştirilir. Göstermelik değil,eşit şartlar içinde seçimler yapılır. Hiçbir güç tarafından baskı,zorlama,engelleme yapılamaz.

          Demokrasinin getirdiği imkanlar içinde siyasi partiler,sivil toplum örgütleri vazgeçilmez unsurlar olarak,etkili durumda olurlar.

          Kişi temel,hak ve hürriyetleriyle kurumlar ve kurallar,anayasa,kanular,tüzükler ve yönetmelikler çerçevesinde,belirlenen sınırlar ve kurallar içinde görev ve yetkilerini ifa ederler.

          Devlet yönetim ve birimleri anayasa ve kanunların verdiği hak ve yetkiler çerçevesinde görevlerini yaparlar.

          Her rejimde iktidar vardır. Ancak hem iktidar hem muhalefet sadece demokrasilerde vardır. Çoğulculuk esastır. Tek tip-marka olmayan, farklı tip  ve markada ayakkabıların satıldığı bir yerde istediğini seçebilme imkanına sahip olunması gibi.

          Dünyada bazı devlet yöneticileri,çoğunluğun yeterli olduğu düşüncesiyle,çoğulculuğa önem vermez.

          Bazı yöneticiler çoğunluğu elde ettim,ben istediğimi yaparım düşüncesine kapılabilir.

          Hatta anayasada ifade edilen  görev yetki  sınırlarını ve sorumlulukları hiçe sayar.Hatta anayasa hükümlerini amacına engel görüyorsa; çoğunluğun verdiği güç ve ben anlayışıyla,anayasa hükümlerini değiştirir.

          Anayasa değişikliği yetmiyorsa,baskı,zorlama yaparak,korku ve dehşet saçarak,kurumları kendi kontrolüne almaya çalışır. Şayet direnç gösterilirse ya kurumları bozar,yada iş göremez hale getirir. Kendi amacı doğrultusunda  yeni kurumlar oluşturmak için bu durum bir sebep olur.

          Kendi amacına ulaşmak için Bukalemun tipi siyaset sergiler. Kendi ve yakın çevresi dışında bilinmez ama  esas amacını merttçe açıklamaz. Olabildiğince sistemi bozar. Kurumları ve kuralları çökertir. Bunlarla olmuyor deyip amaçladığı yeni sisteme,rejime geçiş için yazılı ve görsel medya marifetiyle beyin yıkama programları uygulanır.

          Demokrasinin nimetlerini yaşamaya ama kendi amaçları için kullanan bu mihraklar hedef ve zamanı belirler. Amaçlarına ulaşmak için her hareketi mübah sayarlar.

          Dünyada bir çok yerde mevcut siyasi ve hukuki yapıyı ortadan kaldırıp,amaçladıklarına ulaşmak isteyen gizli,Bukalemun  tarzı hareketler-akımlar,iç ve dış destekli olaylar,projeler çoktur.

          Dünyada bu ülkeler mevcut rejimleri ve devletlerini korumak için anayasalarına çeşitli hükümler koymuşlardır. Mesela bizim anayasamızda da zannediyorum 14. Maddede de temel hak ve hürriyetler hangi amaçlar için kullanılamaz? Hükümleri mevcuttur.

–          Temel hak ve hürriyetler temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmak için kullanılamaz.

–          Cumhuriyeti,demokrasiyi ortadan kaldırmak için kullanılamaz.

–          Ülkesiyle milletiyle bölünmez bütünlüğünü parçalamak için kullanılamaz.

–          Bir sınıfın başka bir sınıf üzerinde hakim olacak başka bir rejim kurmak için kullanılamaz.

–          Dil,din,cins,ırk ve zümre ayrımı için kullanılamaz.

          Demokrasiyle idare edilen ülkelerde;ülke,rejim,devleti korumak için bir binanın temeli ve tavanı gibi olan koruyucu kalkan niteliğinde değiştirilemeyen hükümler vardır. Tıpkı bizde ki anayasamızın 1.2.3. maddeleri gibi…. 4. Madde de 1.2.3. maddeleri değiştirelemez,değiştirilmesi teklif bile edilemez.

          Dünyada ki ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin temel esasları,nitelikleri değiştirilerek,yerine kendi amaçları doğrultusunda devlet kurmak isteyenler olabilecektir.

          TC Develtini ve rejimini ortadan kaldırmak isteyenler,esas amaçlarınıda gizleyebilecektir!

           Amacına ulaşmak için mevcut devlet yapılanmasını ve rejimini bozup,işlemez hale getirecekler,olumsuz gelişmelere karşı bunlar hep dış ülkelerin-güçlerin oyunları diyebilecekler,el altından da verilen görevleri yapıp işbirliğine devam edebileceklerdir.

          Gündem ve olayları istismar ederek,halkı oyalayarak,değişim-dönüşüm-normalleşme safhasına ve hedefine ulaşmak için yazılı ve görsel basın marifetiyle beyinler yıkanacaktır.

          Toplum sadece dinleyen,ne denirse doğru kabul edip-biat eden;sorgulamayan,üretmeyen,hazırcı,çıkarcı,yalancı ve talancı bir toplum oluşturacaktır.

          Kendi arzuladığı devlet ve rejim şeklini oluşturmak için bir taraftan beyinler yıkanırken;bunu fark edip karşı duranları,dik duranları,baskı dehşet korku salarak;onları sindirme yoluyla yollarına devam edeceklerdir.

          Demokrasi nimetlerinden faydalanan bu kişi ve guruplar,oluşturdukları çıkar ağlarıyla da toplumu  tepeden aşağı denetim altına alacaklardır.

          Amacına ukaşmak için her yolu mübah gördüğü için,karşı çıkan olursa ezer geçeriz diyeceklerdir.Toplumda yanlışa karşı olanların kimisi oğluna,kızına,yeğenlerine,yakınlarına zarar gelir düşüncesiyle sindirilerek,susturulacaklardır. Toplumu paranoyak hale getirmeye çalışacaklardır.

          Demokrasinin nimetlerini kullanarak amaçlarına ulaşmak isteyen Bukalemun siyasetçiler ve yöneticiler bir taraftan korkularından vehime kapılıp,istihbarat ağlarını vatandaşı  korkutmak,fişlemek,kontrol altına almak yoluna gideceklerdir.

          Kurmak istedikleri devleti  açıklama cesaretini  göstermeyecek, her zaman sinsice ve kalleşçe oyunlara tevessül edeceklerdir. Dünyada faşist,komünist, teokratik temelde devletler sinsice ve çeşitli oyunlar içinde kurulmuştur.

          Devlet yıkıp devlet kurmak isteyen iç ve dış güçler hep sevgi,barış,adalet,kardeşlik temalarıyla halkı kandırmaya devam edeceklerdir.

          Devlet yıkıp devlet kurmak isteyen güçler;yaptıkları projeler ve görevlendirdikleri aktörleri vasıtasıyla amaçlarına ulaşmaya çalışırken,Bukalemun siyasetiyle kuracakları devletin adı ve niteliklerini sadece kendileri bilecektir.

          Taa ki ne zaman halk bilecektir? Şoke olmuş,kıvama gelmiş ve “ yoğurdun rengi aslında siyahtır. Bize beyaz görünüyor” sözüne inanıp biat edebilen topluma;hedefe ulaştıktan sonra devletin adı ve niteliği budur diyeceklerdir!

          Böyle şeyler ülkemde olabilir mi? Derseniz. Bende Allah; TC Devletimizi,ülkemizi,Türk Milletini bütün musibetlerden kurtarsın ve korusun! Derim. Amin.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ