ÂŞÛRÂ gününün manevi ve berraklığı üzerinde KERBELÂ karanlığının kesafeti

ÂŞÛRÂ gününün manevi ve berraklığı üzerinde KERBELÂ karanlığının kesafeti

CREATOR: gd-jpeg v1.0 (using IJG JPEG v62), quality = 80

Doç. Dr. Özden TAŞĞIN

Bugün; Kerbela vakasından ders çıkarılmasının ve herkesin bir iç muhasebe yapmasının başlıca dileği olduğunu kaydeden Taşğın, “Karşımızdaki seçenek azdır: Ya Yezid’in yanında saf tutup fitneye, karışıklığa destek verilecek; ya da Hüseyni duruşa sahip olunacaktır. Yezid’i, kalbi Allah sevgisiyle dolup taşan her vicdan sahibi lanetlemektedir. Hz. Hüseyin ise kahramanlaşmış bir destan gibi gönüllerdedir” ifadelerini kullandı.

Taşğın, doğrudan dönüşün bugün de bulunmadığına vurgu yaparak, “Bugün de sureti haktan görünüp tehdit, şantaj ve saldırılardan medet uman gafillere fırsat verilmeyecektir. Asırlar önce bir damla suya hasret bırakılan yüksek iman, ne korkuya yenilmiş, ne oyunlara gelmiş, ne de hak bildiği yoldan dönmüştü. Zalimler acımasız olabilir, silahları da bulunabilir. Fakat Hüseyni ruh ve şuur, Muhammedi ihlas ve iffet hepsinin üstesinden gelecektir. Geleceği Yezidler değil, Hz. Hüseyin ahlakıyla ahlaklanmış, inançlarına samimiyetle bağlanmış, fedakarlığı pusula yapmış yürekler yazacaktır. Hz. Hüseyin’in dik duruşu, cesareti, asaleti, iman ve fazileti ihtiyacımız olan davranış ve soylu davranış kalıplarıdır” açıklamasında bulundu.

Kerbela vakalarına her gün yenilerinin eklendiğini belirten Taşğın, “Benzeri katliamların ardı arkası kesilmemektedir. Kerbela’da; batıl hesaplar, kötü planlar, şiddet ve cinayet emelleri İslamiyet’in bağrına, mazlumların sinesine hançer gibi saplanmıştır. Kimi zaman firavun, kimi zaman Nemrut, kimi zaman da Yezid hüviyetine bürünen zalim hevesler, insanlığın önüne taş koyan vicdansızlıktır. Taç ve taht uğruna, dünyevi çıkar ve ikbal adına her kutsala el uzatabilecek kadar vahşileşenler insanlığın defolu yüzleridir. Zalimler, her devirde, her toplumda masumları hedef almışlar; masumiyete kin ve nefret silahıyla muamele etmişlerdir.

Kerbela asırlardır kanayan bir yara, Müslümanların ortak hafızasında yer etmiş derin bir acı, yankıları hala devam eden büyük bir dramdır. Hicri 61. yılın 10 Muharrem’inde Hz. Peygamber’in reyhanım dediği Hz. Hüseyin ve yanında bulunan 70 kişi Kerbela’da şehit edilmiştir. Muharrem ayı matem ve hüzün dönemidir. Bu ayda Ehl’i Beyt’in kutlu isimlerine kast edilmiş, çöl kumları mübarek kanlarla sulanmıştır.

Aşura Günü’müz mübarek ve bereketli olsun. Ehl-i Beyt’in yüce isimlerine Cenab-ı Allah’tan rahmet ve sevdiklerinden olabilmeyi diliyorum. Zalim anı düşünür, varlığı ve devamlılığıyla ilgilenir. Bu basit ve nefsi bir tutumdur. Biz geleceği düşünelim, gelecek için irade gösterelim. Rabbim hepimize Hz. Hüseyin gibi iyilik kutbu, kahramanlık yurdu olabilmeyi nasip etsin. Allah bizi zalimce yaşayıp Yezid gibi anılmaktan korusun.

Kerbela karanlığından, AŞURE gününün berraklığına yönelmemiz ümidi ile…..

Saygılarımla Doç. Dr. Özden TAŞĞIN

 

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ