Anadolu Güneşi – Halil İbrahim TOKMAK

Anadolu Güneşi  –  Halil İbrahim TOKMAK

ibrahim tokmak

Bir yaz günü bozkır yine yalım saçıyordu. Sayılacak kadar az ağacı olan bir yöre. Yine de ‘Erenler Tepesi’ne dikilen fidanlar gömütlerin ruhlarından beslenerek boy atmış.

Anadolu aydınlanmasının yıldızları gittikçe çoğalmakta orada. Mahsuni, İlhan Selçuk, Turhan Selçuk, Yunus Emre, Âşık Veysel, Davut Sulari…

Türk Edebiyatının Yedi Yücesi; Nesîmî, Yemini, Fuzuli, Şah İsmail (Hatai), Virani, Pir Sultan Abdal, Kul Himmet oradalar. İlhan Selçuk gömütüne giden yokuşu çıkarken solda sıralanmışlar. Zirvede, Pir Bektaş Veli 750 yıldır gür şelalesini kaynağından akıtıyor.

“İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.”

Muhteşem Hace Bektaş Veli anıt duvarına yapıştırılan taşlar çoğalmakta ve adeta hurafe ve putçuluk bilinçsizce, aydınlık yola savaş açmakta.

Geçen seneki ziyaretimde Pir Veli’nin kaşları hafiften yukarı kalkmış, üzüntü rüzgârı yüzünü germiş gibi geldi bana. Ne vahim bir şey, bilerek onu anlamamak ve anıt duvarına taş yapıştırmaya çalışarak dilek tutmak. Ondan 750 yıl sonra, Hacı Bektaş’tan görünen yakıcı çelişki bu olsa gerek.

Hacı Bektaş Veli seslense: “Beni anlamadınızsa gelmeyin!”

Pir Veli’nin anıt kaidesi delik deşik, ağaçlara bağlanan bezler arapsaçı. Düşülen bu durum nasıl düzelir?

Delikli taşın kıyısındaki ılgın ağacı iniliyor: ”Ne günahım vardı da beni renkli çaputlarınızla boğum boğum boğdunuz? Ben ılgın ağacıyım, fazla bir özelliğim yok. Herhangi bir ağaçtan birisiyim. Bırakın da Pir’imin gölgesinde serbestçe, sere serpe yaşayayım. Ben yurdumu burada yaptım. Yaprağım, dalım farklıdır; başka ağaçlara benzemez. Size sıkıntımı söylemeliyim. Nefessiz kaldım, boğuluyorum. Çaputların örttüğü yapraklarımı Pir’ime gösteremiyorum. Dallarıma kuşlar konmayalı çok oldu. Şiirlerimiz, söyleşilerimiz unutuldu. Çaputlarınızla yaşama sevincimi kararttınız! Onları bir bir çözmeniz, bana nefes aldırmanız çok zor biliyorum. Yöneticilerin işleri çok, halkın gerçekleşmesini istediği dilekleri çok… Bu akşam, dallarımı kökünden kesin. Ben acımı içime gömerim ve Pir’ime göstermek için sevdamı yeniden fışkırırım. Yeter ki tapınç aracı olmaktan kurtarın beni, ilim ve aydınlık yolunda, doğal; kendi sevdasına kurgulu, özgür ılgın ağacı olayım.”

“Hurafeye karşı koyun, sizden tek istediğim bu…”

Halil İbrahim TOKMAK

03.08.2015

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ